Siz hiç öldünüz mü? Yanlış hesaplamadıysam ben altı kere ölmüş olabilirim. Kaç kere daha ölebilirim, ne dersiniz? Var mı artıran??? Hadi açalım bahsi! Ben, bu sayıyı ikiye katlayabilirim diyorum. Sizce başarabilir miyim? Daha doğrusu işinin ehli kişiler beni öldürebilmeyi kaç kere daha başarabilirler? Önce onlar için bir alkış istiyorum sizlerden. Çok temiz çalıştılar; kansız, temiz, tek hamlede… Ama çok merhametliydiler, inkâr edemem. Hepsi de ağladılar ardımdan. Çok iyi bir insan olduğumu söylediler. Haklarını bile helal ettiler hatta üzerime toprak atarlarken; düşünebiliyor musunuz? İnsan işini sevgiyle yapmalı, aynı beni öldürenler gibi… Bi’ kere disiplin şart! Temiz çalışacaksın. Kimsenin göremeyeceği yerden indireceksin darbeyi. Kan yok! Yerler kirlenmemeli… Hele ki eller; asla! Ne diye şaşırıyorsunuz, anlamıyorum. Şurada ciddi bir şey anlatıyorum size. Taktik öğrenin biraz.
Kural 1 – Kurbanınızı seveceksiniz.
Kural 2 – Sevdiğinize onu da inandıracaksınız.
Kural 3 – Mutlaka gözlerinin içine bakacaksınız ki size güvensin.
Kural 4 – Kurbanınızla mutlaka kan bağınız olacak, yoksa olmaz.
Kural 5 – Dediğim gibi asla kanını akıtmak yok.
Kural 6 – Ummadığı bir anda vuracaksınız darbeyi. Ama intikam için değil ha, sevdiğiniz için!
Kural 7 – Canını çok yaksanız da sakın korkmayın. Çünkü kimseye anlatamayacak.
Kural 8 – Aile kutsaldır. Yukarıya bir yere koyun, gerekmedikçe de sakın dokunmayın.
Vallahi bence kocaman bir tebriği hak ettim. Bu tüyoları kimse cesaret edip de veremezdi size. Gizlilik esastır her zaman. Kuralı bozdum sanırım. Çok pişmanım. Utançla kapatıyorum yüzümü ama göremiyorsunuz. Siz de hayal edin işte, ne yapayım. Her şeyi de benden beklemeyin canım!
Yoksa siz hiç ölmediniz mi? Yok mu katiliniz? Sizi şanslılar siziii… Ölümden sonrasını merak ediyorsunuzdur o zaman… Tamam, hemen anlatıyorum. Önce hiçbir şey hissetmiyorsun. Donup kalıyorsun, aynı kardan adam gibi. Sonra başına kan hücum ediyor, yanmaya başlıyorsun. Bir ter, bir ter… Vücudunda ne kadar kıl, tüy varsa hepsi hazır ola geçiyor. Bir kedi hayal edin; hah işte öyle! Ardına bile bakmadan kaçmakla, tırmalamak arasında gidip geliyorsun. Ama tırmalayamıyorsun çünkü kanar. Duydukların bir anda kulaklarına uğultu gibi saldırıya geçiyor. Görüşün bulanıklaşıyor, karşındakini tanıyamıyorsun. Finalse kopkoyu bir sessizlik… Lâl oluyorsun. Ve işte öldünüz. Ruhunuza El-Fatiha… Okurlar, okurlar, korkmayın! Sevginin eli de hafiftir, dili de… Hissetmezsiniz bile öldüğünüzü.
Ölmek kolaydı, öldüm. Ya tekrar doğmak? Birkaç kere öldüğüme göre, demek ki her seferinde tekrar doğabilmişim de. Yeniden doğuşlarım için alkışı da hak ediyorum, hiç kusura bakmayın. “Saçmalama, ne alkışlayacağım seni?” mi diyorsunuz? Alkışlamazsanız hiç de darılmam. Bana ne! Ama ben; ölen, öldükten sonra tekrar doğabilen herkesi cesaretinden dolayı alkışlıyorum.