İğde çiçekleri solup giderken,
Gönlümü çarmıha geren sen misin?
Taneler çiğlere veda ederken,
Ruhumu acıyla karan sen misin?
Yüzümde solarken tomurcuk güller,
Yürekten akarken sen için seller,
Kokunu ararım getirmez yeller,
Hazan yaprağıyla saran sen misin?
Senden bir hatıra deyip saklarım.
Her hatanı gönlümce silip aklarım.
Bir gelsen koşardı şu ayaklarım.
Dillere düşürüp yeren sen misin?
Kaf dağı ardına mektup gönderip.
Gözümden umudu, feri söndürüp.
Kalbimi viran bir şehre döndürüp.
Kuru bir dal gibi kıran sen misin?
İçimde çocuksu mutluluk vardı.
Mahzun bir gülüşün ruhu sarardı.
Geceyi geçtim de gündüz karardı.
Huzurla arama giren sen misin?