Edebiyat derslerinde Servet-i Fünun edebiyatının oluşumunu anlatırken önce şu soruyu sorarız: “Çocuklara Servet-i Fünun, bir bilim dergisi olmasına rağmen neden bir edebiyat dönemine adını vermiştir?” Cevap basittir: Derginin başına Tevfik Fikret gibi bir edebiyat dahisi getirildiği için bilim dergisi, bir edebiyat dönemine damgasını vurmuştur.
İşte bilim fuarları denince aklımıza hep fen ve teknoloji ile ilgili çalışmalar gelmiştir. Aslında edebiyat da bir bilim dalıdır ve son yıllarda bilim fuarlarında edebiyat alanında çalışmaların da sergilendiğini gurur ve zevkle izliyoruz. Bu da bize mutluluk veriyor.
Bu konuda, şüphesiz Terme Temel Kır Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi’nin 4006 bilim fuarı önemli bir etkinlikti. Bu fuarda öğrencilerin öğretmenleri rehberliğinde hazırladıkları projeleri tek tek gezerek onların heyecanına ortak olduk ve hepsini tebrik ettik. Öte yandan, bir edebiyatçı olarak bizi yakından ilgilendiren, Ahmet Sezgin Hoca ve öğrencilerinin hazırladığı Termeli yazarlarla Termelileri ve öğrencileri buluşturma projesiydi. Bu etkinliğin bir parçası olmak şahsen bana büyük bir gurur ve zevk verdi. Hani pandemiden dolayı çoktandır öğrencilerle kitap etkinliklerinde bulunamamış ve onlarla kitabı konuşamamıştık. Bunun eksikliğini fazlasıyla hissettik. Bu etkinlik belki de paslanan duygularımızın yeniden çalışır hale gelmesine vesile oldu.
Öğrenciler, en azından Terme’de yaşayan yazarları somut olarak görmüş ve tanımış oldular. Yine bu etkinlikle anladık ki bilim fuarlarında edebiyatla ilgili etkinlikler fuara ayrı bir güzellik, ayrı bir renk katıyor. Hani bazı öğrenciler Terme’deki yazarların adını sanını hiç duymamıştır. Onlara göre yazarlar büyük şehirlerde yaşar ve lüks araçlara biner. Ya da okullarındaki meslektaşlarımız bir kere bile Termeli yazarlardan söz etmezse, onların hiçbiri kitabını tavsiye etmezse öğrenciler onları tanıyamaz. Mesela, bir Rahmi Özen’in Türkiye’nin en çok ödül alan yazarı olduğunu, Yılmaz İmanlık’ın ve Ahmet Sezgin’in kitaplarının Kültür Bakanlığı tarafından alınarak Türkiye’deki kütüphanelere gönderildiğini bilemezler.
Hep düşünmüşümdür ve bu düşüncem, düşünceden öteye gidememiştir maalesef.
Edebiyat derslerinde; Deneme’yi anlatırken Ahmet Sezgin’i, romanı anlatırken Rahmi Özen’i, hikâyeyi anlatırken Yılmaz İmanlık’ı, halk şiirini anlatırken Azmi Taştan’ı, gezi yazısını anlatırken Seyfi Günaçtı’yı, Divan edebiyatını anlatırken Mehmet Türkan’ı, anonim halk edebiyatını anlatırken Selim Eroğlu’nu öğretmenler bir etkinlik içinde davet etseler ve öğrenciler bu edebi türleri bizzat yazarlarından dinlese daha etkili olmaz mı?
Umarım Temel Kır Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi’nin bu etkinliği diğer okullarımıza da örnek olur. Onlar da edebiyatın bilim fuarlarına önemli katkılar sağlayacağının bilincine varır.