Uzaktan gelen belli belirsiz bir rüzgar uğultusu gibi başlar sessiz çığlıklar. Yaşımız büyüdükçe, yükümüz arttıkça çığlıkların şiddeti artar. Artık bir şeyler yapmanın zamanı çoktan gelmiştir.
Fakat bazı çığlıklara istediği cevabı verebilmek her insan için ya da içinde yaşanılan zaman diliminde mümkün olmayabilir. Bu sebepledir ki insanlar ruhunun derinliklerinden gelen o çığlıkları susturmak için farklı farklı yöntemler üretirler. Bu, birileri için saatlerce spor yapmak, ya da durmadan çalışmak, sürekli eğlenceli bir şeyler yapmak, hiç dinlenmeden sadece gezmek, daha çok yemek, daha fazla yeni lezzetler tatmak, bir anlığına zihnini uyuşturan ürünler kullanmak, sonu gelmeyen alışveriş çılgınlığı gibi liste uzayıp gider.
Ruhlar sarılmak ister bir inanışa, varlığa, oluşa ya da inanmak istediğine. Ama sarılıp dayanabileceği bir oluş ya da düşünce mutlaka vardır. Çığlıklar o kadar şiddetini arttırır ki onlarla yalnız bahşedebilmesi imkansızdır. Bulduğu bütün bu çözümler geçicidir. İnsanoğlunun büyük bir çoğunluğu yaradılıştan bu zamana kadar bu durumları yaşamıştır. Yalnızca bir bölümü çığlıkların kaynağına inip, gerçek çözümü bulabilmek için kendi içsel yolculuğuna çıkmaya karar vermişlerdir. Yolculuk zor ve acımasız olsa da sabredip vazgeçen de olmuştur. Sonuna kadar yılmadan gidenler de olmuştur. Sabredip dönenler yine eski yöntemleri ile çığlıkların sesini bastırmak için uğraşarak göçüp gitmişlerdir bu dünyadan. Sonuna kadar yılmadan gidip bu çığlıkların gerçek kaynağını araştıranlar, nedenini öğrenince huzura kavuşmuş olanlardır.
Peki, ne istiyor bizden bu “Sessiz Çığlıklar”?
Her birey için farklı istekleri olsa da genel anlamda birleştiği noktalar aynıdır. Gelecek korkusu, sağlık, yalnızlık, maddi yetersizlik, anlaşılamamak gibi korkular genel anlamda çığlıklara yön verir.
Bütün bunların kaynağı ruhun yetersiz beslenmesinden ileri gelir. Ruh istediğini alamadığı sürece sürekli bir sıkıntı verir. O, kendini sağlam bir dayanağa bağlamak ister, ancak nasıl yöneteceğini bilemez bu zorlayıcı durumları.
O halde sen de iç dünyana dönüp sorabilirsin: “Neden bu çığlıklar? Benim sana veremediğim ne var? Bu huzursuzluk neden? Ne yaparsam daha iyi, huzurlu ve mutlu hissedebilirim?”
İnsan, yaşadığı zaman dilimi içerisinde sorunlar, zorluklar yaşamaya ömür bitene kadar devam edecek. Sadece ruhunun dizginlerini kendi elinde tutup onu yönetebilmeyi başarabilenler yaşamını daha huzurlu sürdürebilecek…