“Sessizlik, en büyük haykırıştır…” (La Vita é Bella filminden alıntı)
Ataletten doğan sessizlik korkunç ve ürkütücü… Düşünsenize bir anda bütün dünyada sessizlik olsa nasıl olur? Kalabalıklardan kaçmak için sığındığımız sessizlik iyidir, huzur verir. Lakin hareketsizlik sonucunda ortaya çıkan sessizlik insanı deli eder. Bunu bir anda düşünmek bile insanı rahatsız ediyor. Çünkü biz varoluşumuzu hareket etmekle, bir şeyler peşinde koşmakla, fayda sağlamakla, üretmekle hissederiz.
Sükunetin verdiği sessizlik insan doğasına aykırı bir şey. Bir-birine küs olan iki arkadaş bile konuşmadığı sürece ortamda bir ses yapma ihtiyacı duyarlar; elindeki tabağı, kitabı vesaire ses çıkaracak şekilde masaya bırakır veya kapıyı çarparlar; aslında bu hareketlerle sessizliğe itirazlarını ifade etmek istiyorlar. Biz hareket etmediğimiz zamanlarda kendimizi ölü gibi hissederiz… Aslında anlamı kendini ifade ediyor. Çünkü ölüler de hareketsiz ve kulakları batıran en yüksek sesli sessizlik de mezarlıklarda olur… Konuşabilseler, demek istedikleri: “Allah’ı hep hatırlayın ve iyilik yapmaktan hiçbir zaman vazgeçmeyin. Unutmayın bir gün siz de buraya geleceksiniz ve sizi kurtaran bir tek inancınız ve yaptığınız iyilikler olacaktır” olurdu.
Ayrıca insanoğlunun da en az bir defa sessizliğe gömüldüğü anları olmuştur. Ne zaman olur bu? O en dibi gördüğü zaman… Hayal kırıklığı, şoke olma, çok yakın birini kaybetmek insanı sessizliğe boğar.. Neden üzüldüğümüzde, “Ağzını bıçak açmıyor” tabiri kullanılır? Çünkü gerçekten öyle, dipleri gördüğümüzde ağzımızı bıçak değil, kılıç bile açmaz… Çünkü bir içsel evrim gerçekleşiyordur. Mantık devreye girmiş, beyin bir şeyler düşünmekte, etrafındaki nesneler şekil değişmekte. Karar verdiğimizde, düşüncelere daldığımız anlarda da böyle oluruz.
Bundan başka zaman zaman kendini sessizliğe bırakmak beynimizin gelişmesine, kendimizi daha çok sevmemize, çok şeyi fark etmemize neden olabilir. Kendine zaman ayırmak, kendi sessizliğinle baş-başa kalmak ayrıcalıklı bir keyiftir ve bunu herkes yapamaz.
Sessizlik dediğinizde aklıma iki hal geldi. Birincisi eylemsizlik halinin yarattığı boşluk duygusu.
İkincisi meditasyon anındaki dinginlik ve huzur.
Okuyucuyu düşündüren ve meditatif hale gelmek için motivasyon yaratan yazınız için çok teşekkür ederim.