Sevinç, Hüzün, Endişe ve Atatürk

Tekin Toklucu 397 Görüntüleme Yorum ekle
3 Dak. Okuma

Yaşadığımız hayatta hepsi ve daha da fazlası var…

2000’li yıllara yaklaşırken büyük küçük yaşayan herkesin beklentileri çok ama çok büyüktü!!

Eski çağlarda yaşanmış sefalet yılları, savaş ve savaşlardan öte yaşanan vahşet, açlık, sefalet, kölelik vs. vs…

Uzay çağı, teknoloji derken kocaman dünyayı herkesin önce gözünün önüne getiren, daha sonra elinin altına sunan, hatta avuçlarının içine kadar bırakan dijital çağ ile birlikte, tüm insanlık büyük beklentiler içine girmeye başladı.

Başta ABD olmak üzere Avrupalıların yaşadıklarını en az 25 yıl sonradan yaşayan bir ülke ve coğrafyanın insanı olarak, iyi niyet ve düşüncelerle onları yakalamaya çalışmanın doğruluğuna inanmakla birlikte, bu emperyalist güçlerin, eski çağlardan kalma, kan emici emellerinin hiç eksilmeden, hatta edindikleri teknoloji ve ekonomik güç ile gelişmekte olan ülkelere uyguladıkları zulümlerin de maalesef canlı tanığı olmaktayız.

Ülkemiz için bu yüzyılın çok ama çok önemli olduğunu bilmeyen yoktur. 85 milyonluk kocaman bir CUMHURİYET’in insanları olarak, her alanda başarılı ve muvaffak olmak zorundayız ki; o vakit, Cumhuriyetimizin kurucusu ve büyük önderimiz, Gazi Mustafa Kemal ATATÜK’ün bu kutsal mirası bizlere bırakırken ifade ettiği, NUTUK’a, onun düşüncelerine ve hedeflerine layık olabilelim. İşte bu duygu ve düşünceleri bu yüzyılda yaşayan insanlar olarak MUTLU olduk, oluyoruz.

Hemen ardından 10 Kasım’da, onu 85 yıl evvel çok erken yaşta kaybettiğimiz 09.05de siren sesleri ile saygı duruşuna geçtiğimizde… Ahhhhh keşke daha uzun zaman başımızda olabilseydi diyerek hayıflanmadan da edemiyoruz.

Ölümündeki şaibeler de içimizdeki ayrı bir sızı ve soru işareti halinde duruyor.

Atamızın, ‘‘Yurtta sulh Cihanda sulh’’ sözlerini millet olarak biliyorken, coğrafyamızda ve hemen yanı başımızda yaşanan KATLİAM’ları da büyük bir üzüntü ve nefretle takip ediyoruz.

Sözde, insan haklarına saygılı, uygar(!) olduklarını iddia ederek dünyaya adalet ve özgürlük dersleri vermeye kalkanlar sırf kendi menfaatleri ve çıkarları söz konusu olduğunda nasıl da gerçek yüzlerini gösteriyorlar, artık tüm dünya biliyor.

Maalesef bu adaletsiz ve menfaatkar davranışlarına spor alanında bile devam ediyorlar…

Rusya –Ukrayna savaşında Rus takımlarını Eurobasket Ligi dışına bırakan bu adaletsizler, İsrail’in Filistin’e yağdırdığı bombaları, soykırımı görmezden  gelerek onların basketbol takımlarını ihraç etmeyip, İspanya’da oynamalarına karar vererek büyük bir iki yüzlülüğe imza atıyorlar.

Yarın, sırf maddiyat yüzünden Ortadoğu takımlarından bazılarını Şampiyonlar Ligine dahil ederek, İsrail’in insanlık ve savaş suçunu soğutmaya çalışırlarsa şaşırmam.

Velhasılı,

Her ülkenin kendi sınırları içerisinde kalarak, sosyo-ekonomik, teknolojik vb. konularda globalleşmesini beklerken, yaşadıklarımız çok ama çok üzücü.

Keşke bu dünyada her ülkenin bir Mustafa KEMAL’i olsaydı…

Cumhuriyet için teşekkürler, saygı ve minnetle anıyorum.

Bu İçeriği Paylaş
Bağlantılar:
Yazar
Yorum yap

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Exit mobile version