Şiddet, Kan ve Acı

Rıdvan Er 483 Görüntüleme Yorum ekle
9 Dak. Okuma

İsrail devleti 1948 yılında kuruldu. Böyle bir devletin ilanından sonra dünyadaki Yahudilerin bir çoğu kitleler halinde İsrail’e göç etmeye başladılar. Bu göçün öncesinde ise Yahudilerin en çok nüfus olarak yoğun bulunduğu topraklar Almanya idi. Ancak dönemin Alman lideri olarak başa geçen sonraki unvanı Führer olan Adolf Hitler, devletin başına geçmesi ile 1941 yılında aldığı karar ile ülkesindeki tüm Yahudilerin sürgün oldu, bilahare buna direnen ve gizlenmeye çalışan Yahudiler artık toplanmaya başlandı. Toplanan Yahudilere kitlesel imha planı dahilinde gaz odalarında esir halde işkenceler uygulanıp açlığa ve eziyete mahkum edildikten sonra toplu katliamlar ile SS Nazi Alman orduları tarafından yok edilerek sayıları giderek azalmaya başladı. Ta ki 2. dünya savaşında devir tersine dönene dek, müttefik kuvvetleri Almanya’nın derinlerine inip Führer’i karargahında sıkıştırana kadar dünya Yahudilerin katliamını duymamıştı. Olayın vahametini daha sonra çıkan genel iddiaya göre Hitler’in emri ile Yahudilerden sabun üretiliyordu. Hitler’in hapishane günlerinde yazdığı kavgam adlı eserinde Yahudilere duyduğu düşmanlığı ve kinini hep açık şekilde yazmıştı. Merak edip o zamanlardan günümüze kadar gelen eseri okuyup incelediğimde bugün gördüğüm İsrail devleti ile kıyaslandığında, esasen Hitler’in söylediklerinin azımsanmayacak derecede doğru bilgiler olduğuna artık resmen inandım. Zira Yahudi o günde bugün gibi aynı şeytanlıkta aynı mantıkta idi. Fakat bu Hitler’in yaptığı insafsız katliamı kim olursa olsun ne olursa olsun haklı çıkarmıyor ve onu desteklemek için sebep vermiyor. Onun o gün yaptığı da bir zulüm ve işkencedir ayrıca insanlık suçudur. Ancak Yahudiler Hitler’in zulmünden kaçıp Sina yarım adası ve Filistin’e gemi ile geldiklerinde ellerinde herhangi bir devlet yoktu ve geldikleri gemide astıkları pankartta dikkat çekici şu söz aynen yazılmıştır. “Almanlar ailelerimizi yok etti , siz umutlarımızı yok etmeyin.”

Onları yanı başlarında Mahallesinde komşu yapan, çıkarsız halde bağırlarına ilk basan Filistinlilerdi.

Aradan geçen uzun zamanda o mahallelerden bir devlet kuruldu. Kurulan devlet Siyonizm mantığında bir İsrail devleti idi. 1947 yılından günümüz 2023 yılına kadar Siyonizm İsrail devleti zaten ellerinde olan zanaatkârlıkları ve ticaret zekası ile zenginleşmeye ardından da hızla güçlenmeye başladı. Akabinde Filistinlilerden bile daha güçlü hale gelince, 1947-2023 arası Filistinlilere yapmadığı eziyet ve işkence kalmadı. Önce tehdit ile korkutup para ile insanlardan topraklarını zorla aldılar, daha sonra elde ettikleri her toprak parçasını Filistin devletini hiçe sayarak devletlerine kattılar. Geçen zamanda günümüz Yahudileri Hitlerden kaçtılar fakat Filistinlilere karşı Hitlervari bir yaklaşımla bir tür vampir gibi Hitler’in torunları gibi hareket eder oldular, sanki o geçmişte bunlara kötülük eden Filistinliler gibi davranıyorlardı. Bugün işgalci katil İsrail devleti yüzünden Filistin diye bir yer kalmamış gibi, İsrail ise Avrupa ile her zaman işbirliği içinde olduğundan güçlendikçe güçlendi, azdıkça azdı, önüne geçilmez halde ABD arkasına alıp bölgesindeki Arapların hepsi ile savaştı. Bir çok devleti işte bu güç ile mağlup etti ve şimdi hakkı olmadığı halde işgalleriyle son kalan Filistin toprağını ekseriyetle Kudüs’ü alma peşinde. Üstelik bunu yaparken hiçbir şekilde savaş kurallarını umursamadan sivil katliamdan çekinmeden kimsenin tehdidine aldırmadan yapıyor. Yazık ki Müslüman devletlerin her biri bu katliamlara karşılık sadece kınama yapıyor, nazende insanî yardım ama hepsi o kadar, buna karşılık İsrail yine durmuyor.

Esasen İslam dünyasının güçlü devletleri İsrail’e herhangi bir askeri müdahaleden korkmuyorlar, çekindikleri İsrail’in her fırsatta arkasında duran ABD ve Avrupa, hatta NATO. Ancak ne olursa olsun Filistinliler zamanın her yılında küçükten büyüğe katliama ve soykırıma uğruyorlar. Bu kan emici bebek katili İsrail’in tek derdi arzı mevud hayali, buna her şeye rağmen küstahça cüret ediyorlar. Peki arzı mevud nedir? İsrailoğullarına Tevrat’ta yazan “vaat edilmiş Topraklar” dır. Bununla ilgili bir de haritaları mevcut, öyle ki haritada bir çok devlet var. Başta Filistin , Mısır, Ürdün, Yemen, Lidya, Lübnan, Suriye ve Irak’ın tümü, hatta İran’ın bir kısmı hatta Türkiye’nin doğu ve Güneydoğu’nun tümü var. Hayalperest Siyonist İsrail devleti bu uğurda zaten birçok savaşa girdi, fakat başarı sağlayabildiği asıl yer Filistin cephesi oldu. Hayalleri büyük olan ancak kendisi küçük bir devlet ayrıca katil bir devlet. Birkaç gün önce tüm dünyanın gündemine düşen bomba bir haber vardı, bir anda Hamas tarafından İsrail’e karşı başlatılan saldırı, esirler ve bombalanan mahalleler vardı. Avrupa bunu direkt olarak Hamasın katliamı olarak tüm dünyaya lanse etti. İsrail’i mağdur gösterip sivil kayıpları drama şeklinde her yere yaydı. Fakat bunu yaparken bile İsrail tarafından katledilmiş Filistinli çocukları kullandı. Savaşın her türlüsüne hayır, ancak 70 yıllık katliamları yok sayıp sadece birkaç günlük olayları göstererek şeytan İsrail’i mazlum göstermek nasıl bir alçaklıktır, bu olaylara bakarsanız İsrail yine Savaş kuralı tanımayan bilek gücüyle değil sivil katliamları ile bunu bahane ederek Filistin’e katliam uyguluyor. İnsan hakları suskun Müslümanlar suskun, Filistinliler ise çaresizce bombalar altındaki yıkımlarda çocuk ve kadın ağırlıklı katlediliyorlar. Gıda yok, su yok, elektrik, doğalgaz yok, yakıt yok, insani yardım yok, internet yok, özetle akla gelebilecek insan hakkında hiçbir şey yok. Durum o kadar acı ve kötü ki ekseriyetle bildiri yayınlayıp küstahça hastaneleri, ambulansları, okulları, camileri vuruyorlar. Katledilenler bebek cesetleriyle sağda solda çaresizce acı içinde koşturuyorlar. Dünya Filistinli Müslüman ve hatta tüm Müslümanları terörist gördüğünden, basınları bile sağır ve kör taklidi yapıyorlar. Sonuç nedir ne olacak kimse bilmiyor ama muhtemeldir ki bu gidişle Filistin diye bir yer kalmayacak. Sosyal medyada gezerken bir söz okumuştum. “Kur’an-ı Kerim’de geçen İsrailoğulları aynı Yahudi, fakat Müslüman Kuran’daki Müslüman değil.”

Gücümüz sadece kendimize kadar gibi, zaman da geriye gidersek cennet mekan Abdülhamid Han devrinde Osmanlı’nın dışa olan tüm borçlarının ödenmesine karşılık İsrail devleti kurulması için Yahudi Siyonistler müthiş öngörü sahibi olan Sultan’ın karşısına çıkmıştı. O ise “Milletim o toprakları kan ile aldı, ancak kan ile verir ” demişti. Yahudilere karşı toplumların hassasiyeti Hitlerden dolayı iyimser halde hep vardı ama son dönemlerde iyiliğin karşısında kötülük buldular. Basiretleri bağlanmışçasına tamahkar olan bu İslam ülkelerinin uykusu, İsrail için nimet oldu.

Bu kelime ne kadar doğru bilmem fakat Hitler “Gün gelecek her öldürmediğim Yahudi için bana küfredeceksiniz.” demiş aslı astarı var mı bilmem ama İsrail laneti hak etmek için çok şey yaptı, halen yapmakta, durdurulamaz ise hedefleri arzı mevut, kehanetlere inanan bu topluma dur demek yine Müslümana kaldı.

Ayette bile bu şeytanların sonu apaçık ortadadır. Ağaç bile arkasında Yahudi’nin saklandığını söyleyecek şekilde bir Yahudi sonu gösterirken, Müslüman aleminin derin uykusu o zamanın yakında olmadığını aşikar kılıyor.

Ancak aklı selim düşünüldüğünde son saldırıda çok derin çelişkiler var. Kendini Filistin kurtarıcısı ve aslanları olarak gören Hamas örgütü, dünyaca terör örgütü olarak bilinir, Türkiye ve İran gibi devletlerin terör olarak görmediği bir örgüt. Bu son saldırıya bir yıldır hazırlandıklarını söylediler, birçok saldırı düzenleyip bir çok esir aldılar . Ancak bombaladıkları yerlere bakıldığında, tuhaflıklar meydana çıkıyor. Örneğin bunca derin hazırlanıştan sonra, neden ilk olarak İsrail hava savunma sistemi vurulmadı, neden İsrail’in askeri güçleri, uçak filoları ve gemileri vurulmadı da danışıklı dövüş gibi alakasız yerleri vurdular. Bu senaryoyu İsrail’in vereceği karşılığı bile bile, bunu planlamalarına rağmen bu tuhaf duruyor. Ayrıca İsrail neden Hamas’ı değil de direkt sivil masum Filistin halkına bomba yağdırıyor. Savaşı halk çıkartmadı ki örgüt çıkarttı. Ancak şimdi İsrail bunu fırsat bilerek her şeyi kesip şehri karanlığa gömdü, tek aydınlık, yine kendi fırlattığı bombaların parıltısı oldu. Tuhaflıklar, çelişkiler acı ve gözyaşı arasında, Hamas ve İsrail savaşında olan masum Filistinlilere oluyor. Yaralanan onlar , işgale uğrayan onlar, can çekişen acı çeken onlar, aç susuz kalan onlar, hatta ölen onlar. Akıl almaz şeylerin döndüğü bu şiddet coğrafyasında Filistinli kardeşlerimize Allah yardım etsin, zalim İsrail ise kahr-u perişan olsun. İçimiz yanıp kavrulsa da ayetin tez zamanda yerine gelmesi umuduyla…

Bu İçeriği Paylaş
Yazan Rıdvan Er
Bağlantılar:
Yazar
Yorum yap

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Exit mobile version