Şiddet, bireylerin temel hak ve özgürlüklerini ihlal eden en ciddi insan hakları sorunlarından biridir. Özellikle aile içi şiddet, kadına yönelik şiddet ve çocuklara karşı şiddet vakalarının artması ile beraber aslolan kişinin nasıl “mağdur” olmayacağı yönünde çalışmalar yapmak olmalıdır. Yeni yürürlüğe giren yasal düzenlemelerde ise mağdurların korunmasına yönelik çalışmalar yapılmıştır. Bu yazıda, son dönemde yürürlüğe giren yeni yasal düzenlemeler ve bu düzenlemelerin mağdur koruma mekanizmalarına etkisi ele alınacaktır.
Şiddet Kavramı ve Hukuki Boyutu
Şiddet, fiziksel, psikolojik, ekonomik veya cinsel yönlerden zarar verici eylemleri kapsayan çok boyutlu bir olgudur. Hukuken, özellikle İstanbul Sözleşmesi ve ulusal mevzuat (örneğin Türkiye’de 6284 sayılı Kanun) şiddet tanımını geniş yorumlamakta, yalnızca fiziksel zarar değil tehdit ve baskı gibi unsurları da kapsamaktadır.
Geleneksel Koruma Yöntemleri
Geçmişte şiddet mağdurlarının korunmasına yönelik başlıca yöntemler:
- Koruma tedbirleri (yaklaşmama kararı, evden uzaklaştırma gibi),
- Ceza soruşturmaları ve kovuşturma süreçleri,
- Sosyal hizmet destekleri ile sınırlıydı.
Ancak bu yöntemlerin mağdurların güvenliğini tam anlamıyla sağlayamadığı ve şiddet olaylarının tekrarlandığı sıklıkla gözlemlenmiştir.
Yeni Yasal Düzenlemeler
Son yıllarda şiddet mağdurlarının korunmasını güçlendirmek için önemli yasal reformlar yapılmıştır:
- Elektronik Kelepçe Uygulaması
6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’un 12. maddesine göre, hakkında tedbir kararı uygulanan kişiye elektronik kelepçe takılabilmektedir Şiddet uygulayan kişilere yönelik elektronik kelepçe takılması uygulaması genişletilmiştir. Bu sayede şüpheli ya da hükümlünün mağdura yaklaşması gerçek zamanlı olarak izlenebilmekte ve ihlal halinde anında müdahale edilmektedir. - Tedbir Kararlarının Uzatılması ve Kolaylaştırılması
6284 sayılı Kanun çerçevesinde alınan koruma tedbirleri için başvuru süreci basitleştirilmiş ve kararların uzatılması mümkün hale getirilmiştir. Böylece mağdurların sürekli olarak yeni başvuru yapmaları zorunluluğu azalmıştır. - Uzmanlaşmış Mahkemelerin Kurulması
Şiddet vakalarına ilişkin davaların daha hızlı ve hassas şekilde görülmesi amacıyla, bazı bölgelerde “şiddetle mücadele özel mahkemeleri” kurulmaya başlanmıştır.
Yasal Düzenlemelerin Uygulamaya Etkisi
Yeni düzenlemeler, mağdurların korunmasına yönelik daha sistematik ve hızlı çözümler üretmiştir. Ancak uygulamada hâlen bazı sorunlar mevcuttur:
- Elektronik kelepçe uygulamasının tüm ülkeye yayılmaması,
- Koruma kararlarının uygulanmasında bazı bölgelerde gecikmeler yaşanması,
- Şiddet mağdurlarının bilgiye ve hukuki desteğe erişimde yaşadığı zorluklar.
Bu nedenle hukuki düzenlemelerin yanı sıra, uygulamanın etkinliğini artıracak sosyal politikaların geliştirilmesi büyük önem taşımaktadır.
Sonuç
Şiddet mağdurlarının korunması, yalnızca hukuki değil aynı zamanda sosyal ve kültürel boyutları da olan bir meseledir. Yeni yasal düzenlemeler, mağdur haklarının korunmasında önemli ilerlemeler sağlamış olsa da, uygulamadaki aksaklıkların giderilmesi ve koruyucu mekanizmaların güçlendirilmesi gerekmektedir. Gelecekte daha etkili bir koruma sistemi için, caydırıcı cezaların artmasına, mağdurların güçlendirilmesine ve toplumsal farkındalığın artırılmasına yönelik bütüncül bir yaklaşım benimsenmelidir. Fakat tüm bu anlatılanlardan önce, başta da belirtildiği üzere; öncelikle kişinin “mağdur” olmasının önüne geçilmesi gereklidir. Bu sayede yukarıda anlatılanlara duyulan gereksinim de azalacaktır. Bu nedenle caydırıcı cezaların arttırılması, indirim hallerinde düzenlemelere gidilmesi isabetli olacakır.