Şiir Biter mi? Bal Gibi de Biter!

Aydın Akyüz 654 Görüntüleme Yorum ekle
4 Dak. Okuma

Şiir, biter mi, diye attığım başlığı olumsuz anlamda düşünmeyin sakın. Bitmek, fiilini tükenme anlamıyla bilsek de “ayağının bastığı yerde ot bitmez” deyiminde olduğu gibi türemek anlamı da vardır. Bu fiile TDK’de, tohumun filizlenerek topraktan çıkması anlamı veriliyor. Bir de mecaz anlamıyla “beklenmedik zamanda aniden çıkmak” anlamı da veriliyor. Başlıktaki bitmek fiilini bu anlamıyla yeniden düşünelim şimdi. Toprak ve su var olduğu müddetçe bitkilerin yerden bitip yeşerdiği gibi insanın ve duygusunun yaşamsal fonksiyonu devam ettiği müddetçe şiir de devam edecektir. Şiir, tohum gibi şairden bitmeye, yeşermeye devam edecektir. Hem de hiç beklenmedik zamanlarda kurumasını isteyenlerin karşısında aniden bitiverecektir. Şiir, bitti diyenlere “evet, bugün bir şiir daha bitip yeşerdi. Hatta belki onlarcası.” Diye Türkçemizin anlam dağarcığıyla muzipçe cevap vermek gerekir. Evet, şiir biter bitmesine de şairden, suyunu eksik etmezse okurlar. Susuz da biter şairden ama güzelliğini paylaşamaz. Paylaşılmak, sergilenmek ister şiir. Sahip çıkmak, her zaman gündeme getirmek lazım. Son günlerde buna en güzel örnek Bora Gezen Esmer’in şiiri gündem etmesi oldu. Gözen Esmer, Aydınlık’taki köşesinde şiir soruşturmasına girişerek şiir adına çok önemli bir hizmette bulundu. Soruşturma kapsamında Abdülkadir Paksoy, Haydar Ergülen, Tuğrul Tanyol, Hüseyin Ferhad, Hüseyin Akın, Furkan Çirkin, Eray Sarıçam, Abdülkadir Budak, Nurduran Duman, Kaan Eminoğlu, Seyyit Nezir ve Metin Turan gibi usta şairler çok değerli görüşlerini ve üzerinde durulması gereken tespitlerini paylaştılar. Böyle soruşturmaların ve polemiklerin özellikle sürdürülmesi gerekiyor. Televizyonlarda canlı yayınlarda da geniş çaplı yapılsa keşke. Bunların şiirimize büyük katkısı olacak ve dikkati üzerine çekecektir. Değerli şairlerimizin bu soruşturmadaki cevaplarının mutlaka okunmasını tavsiye ediyorum. Şiir, bitmiş, ölmüş değil. Bu soruşturmalar şiire verilen önemden kaynaklı. Belki de bitti diyenlere tokat gibi cevaplardır. Şiir, romanın gölgesinde kalmış gibi görünse de ondan daha fazla yazarı çizeri vardır. Çünkü, şiir sanattır. Diğer türler edebiyat çatısı altında sanat olurken şiir tek başına sanatsal değerini kazanabiliyor. Çünkü, düşünce ürünüdür şiir. Felsefedir, resimdir, müziktir. Birden fazla disiplini bünyesinde barındırıyor. Esasında, okurdan daha çok şairin işidir şiir. Hiç okuru olmasa da şiir, kendisini vücuda getiren şairleriyle yaşamına deva edecektir. Şiire ihtiyacı olan şairdir. Şair, filozoftur, şiiriyle düşünce üretir. İnsanoğlu ve onun bilinci diri kalmaya devam ettiği müddetçe şiir her zaman hayat bulacaktır. Hatta, hayatı ileride robotlar veya yapay zeka ele geçirse bile bütün bir şiir geçmişini belleğinde ya da veri tabanında tuttuğundan bilinçli olmasa bile devam etme şansı bulacaktır.

Bu soruşturmada bende yeri ayrı olan sevgili Tuğrul Tanyol hocam şöyle diyor: “Biraz akıl sahibi olsalar şiirin bitmesinin dilin bitmesi anlamına geleceğini bilirlerdi çünkü.”, “Halkın konuştuğu dili şiir oluşturur.”, “Ne var ki genç akademisyenlerin, lisans ve lisans sonrası öğrencilerin nitelikli çalışmaları son yıllarda giderek bir artış gösterdi. Türk Şiiri dar kalıplı çerçeveden günümüz şiirini ele alan çalışmalara doğru evrim geçirdi. Bunu umut verici bulduğumu söylemeliyim.” Tuğrul Hocamın özellikle örnek verdiğim son cümlesine katılmamak mümkün değil. Biz, resmi müfredatta İkinci Yeni’ye bile gelemedik. Aynı şairlerin şiirlerinin üzerinde tepindik durduk. Onları da bir rahat bırakmak lazım. 80 ve sonrası şiirine gelmek lazım. Gençlerimize günümüz şiirinden zevk aldırıp eskiye doğru yönlendirmemiz lazım. Şiirin okur açısından garip kalmasının en büyük sebebi bence budur. Bu arada Hayrendiş’teki bu köşemde ilk yazıma 80 Şiiri incelemesiyle başlamıştım.[1] Tuğrul Hocama yazıyı sordum. Okuduğunu söyledi. Üslup eleştirisi yapmakla birlikte yazılanların içeriğine genellikle katıldığını belirtti. Yazılarımı heyecanla yazdığımı ve bunun üstesinden gelmem gerektiğini dile getirdi. Beğeni ve eleştirisinden dolayı gerçekten büyük bir kıvanç duydum. Kendilerine sağlıklı uzun ömür diliyorum.

[1] (https://www.hayrendis.com/siirde-1980-kusagi-ve-tartisilma-yan-degeri/)

Bu İçeriği Paylaş
Bağlantılar:
Yazar
Yorum yap

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Exit mobile version