Şiir yaşamın kendisidir aslında. Yaşanılan her şeyin temsili bir ezgisidir. İçerisinde hayatın her noktasına değinilebilecek bir güç vardır. Bu yüzdendir ki her şair aynı dizeyi kaleme alamaz. Alabilseydi, zaten şiir şiir olamazdı.
Şiir küçük bir yazı furyasından başka bir şey gibi gelmeyebilir kimilerine göre. Basit gelebilir, kapsamı dar gelebilir veya niteliği yok sayılarak sadece niceliğine bakılıp yadırganabilir. Oysa şiir bu değil… Şiir bir dizeyle bir insanın gün içinde yaşadığı herhangi bir olayı kapsayabilir. Onu yazanın duygu boşalmasını da sağlayabilir.
Peki, şiirin kapsamı tam olarak nedir?
Şiir hayata dair her şeyi içinde bulundurur. Şiir denilince akla ilk aşk gelir, fakat şiir sadece aşktan ibaret değildir. Çünkü şiir hakikattir, bir yolcunun düşleridir, bir emekçinin alın teridir, bir yoksulun gönül zenginliğidir, bir çocuğun annesine ve babasına olan sevgisidir, bir uzun yol şoförünün yalnızlığıdır, yağmurun ıslattığı topraktır, bir kuşun kanadındaki özgürlüktür, bir uçurumun kenarında yürüme korkusuzluğudur, bir acı hasretin yankısıdır, bir şarkının duygu yüklü nakaratıdır, bir garip hayat kavgasının temsilidir, bir deniz manzarasında geçmişi sorguya çekmektir, bir doğa sevgisidir, bir öğretmenin öğrencilerine ders anlatmasıdır, bir dedenin torunlarına öğüt vermesidir, iki yakın arkadaşın dertleşmesidir, bir çiftçinin hasat zamanındaki umududur, bir gurbet insanının memleket özlemidir, bir maden işçisinin yer altındaki çabasıdır, yaz aylarında kışı dileyen, kış aylarında ise yazı dileyen bir insanın çelişkisidir, zor günün anlamı ve iyi günün sonudur…
Benim şiirde gördüğüm, anladığım, hissettiğim kapsam bu bahsettiklerimden ibarettir. Şiir dört satırdan bile oluşsa, içindeki anlam dört bin cümleye bedeldir. Duygusu naif bir insanın yüreğinden akan acılarla ve güzelliklerle doludur şiir.
Sonuç olarak şunu belirtmek isterim: Herkes şiir yazmalı diye bir kural yoktur. Şiir yazmak nasıl bir zanaatsa, şiir okumakta öyledir. Ki zaten sadece yazarak şiir olmaz; onu okutabilmek de önemlidir. Şiiri yazanla okuyan arasında bir duygudaşlık görevi üstlenir şiir. Bu yüzdendir ki şiir eşittir insandır.
Son olarak cümlelerimi Behçet Necatigil’den bir dizeyle sonlandırmak istiyorum:
“Kışken ilkyaz sularımda açardı
Buzlu dağlar gerisine kaçıracak ne vardı
Eski defterlerde sararırmış yaprak
Beni bana gösterecek anlamdı, almışlar.”
Harika