Hayat her zaman yolunda gitmez. Ve her değer verdiğimiz değerlerimiz size değerliymiş gibi hissettirmez! Bu sizin değerli olup olmadığınızla ilgili değildir. Karşısında kendisine değer veren bir insan, zaten değerlidir. “Bende bundan çok var, paylaştıkça artıyor der gibi” sevgisini sunar. Bahçeniz kiraz dolu, ya da kayısı, üzüm vs. tabak, tabak konu komşuya ikramda bulunursunuz. Gönül haznenizde ne kadar güzellik barındırırsanız, çevrenizdekilere de bu güzelliklerden ikramda bulunursunuz. İyi niyetinizden, samimiyetinizden, tatlı dilinizden, güzel gülücüklerinizden. “Gönlü dolu olan insan cömerttir.” Esirgemez sevgisini, şefkatini ve yardım elini. Bir de, verdiğiniz tüm değerlere karşı aldığınız vefasızlık ve nankörlük vardır. Sorgularsınız. Bunu da şöyle değerlendirelim:
Birisi size çok pahalı bir hediye aldı. Hoşunuza gitti, onure oldunuz. Ancak bu hediyeyi karşılamak, karşılığını vermek gerekebilir. Değerli ve paha biçilmez hediyelere karşılık, aynı değerde olması gerektiğini düşünürüz. Siz de karşılığında değerli bir hediye almanız gerektiğini düşünürsünüz. Ancak, sizin gücünüz yetmez. Karşılığını veremeyeceğinizi düşündüğünüzden, hediyeyi reddedersiniz. Bu çok değerlidir! Çok teşekkür ederim! Ama… Ben bunun karşılığını veremem der gibi düşünürsünüz.
İşte sevgiler de böyledir. Verdiğiniz sevginin ve değerin karşılığını veremeyeceğiniz için, karşınızdaki insan bunu reddeder. “Ben seni senin kadar sevemem! Bende o kadar büyük yürek yok” der gibi… Düşünün, size yapılmış vefasızlığı ve sevgisizliği. Hiç kimsenin size verdiği değer sizinle alakalı değildir! Kendisiyle alakalıdır. Bırakın… Canı duygularla, kırık, dökük ve hüsran yaşasınlar hayatı. Bunu da onlar seçti. Siz değerlisiniz! Değer bilenlerle işlenirsiniz…
Sevgiler, saygılar değerli kardeşim.