‘‘Nasılsın’’ sorusuna neden hep ‘‘İyiyim’’ cevabını duyuyoruz, genelde hiç düşündünüz mü? Çünkü ne kadar kötü olaylar yaşamış da olsak, insanların artık anlatmaya ve sohbet etmeye olan inancını kaybettiğini düşünüyorum.
Öncelikle sohbet ve iletişim, kültür ve sosyal olgulara fazlasıyla dayanan bir durum. Bence kaliteli bir sohbet ve iletişim yeteneği, günümüz insanını ön plana çıkaran faktörlerdendir. Kişiler, asosyalliğe, sosyoekonomik kaygılara, yalnızlığa ve güvensizliğe o kadar kapılıyor ki, maalesef insani değerlerinde eksiklikler yaşayabiliyor.
Peki, ülkemizde nasıl oluyor da artık sosyallikten ve iletişimden uzak, kelime dağarcığı zayıf ve sohbet etme kültürünü kaybeden varlıklara dönüştük? Biraz düşünelim.
Bir markete girdiğimizde, kaçımız ‘‘Günaydın, nasılsınız?’’ diyor? Ya da merhaba kelimesini duyan var mı çevrenizde?
Hepimiz öyle bireyselleştik, birbirimizden öyle uzaklaştık ki aslında, sürekli kazanmak, motivasyon, para, güç gibi algılara kapılıp, en temel yapı taşımız olan insanlıktan da uzaklaşıyoruz. Birbirimiz arasındaki sınıf farklarını aslında bizler oluşturuyoruz.
Bunun, tanımadığımız insanlarla olması ve aşılması gereken sosyolojik bir yapı olduğunu bir ölçüde kabul edebiliriz.
Peki, yakınlarımızla ne derece kaliteli sohbet ediyoruz?
Yine birkaç örnek üzerinden gidelim: bir kafede ya da bir ev ziyaretinde, arkadaşınıza uzun uzun bir konu anlattığınızı düşünün. Canınız sıkkın ve dertlisiniz. Karşılığında aldığımız 2 cevap oluyor:
- Boşver ya, gerçekten önemsiz, takma kafana geçer elbet.
- Aynı durumu falanca da yaşamış, böyle yapmış, benim de başıma şöyle bir şey geldi.
Allah aşkına, bir kişinin derdine böyle cevaplar verildiğinde, sizce sohbet etmiş olurlar mı?
İnsan birçok sorununu, dinlenmek ve anlaşılmak için anlatır genelde. Hiçbir şey yapmayıp, ‘‘Anlıyorum’’ denilip etkin dinleme gerçekleştirilse bile, belki anlatan kişinin rahatlatılacağı ortamda, karşımızdakinin duygularının önemsiz olduğu cümleler ile moral ve motivasyonunu daha da düşürüyoruz ve onu yalnızlığa itiyoruz aslında.
Çocuklarımıza bile duygularını anlatmaları adına ne kadar süre tanıyoruz? Çocuklarımız tek ya da iki kelimelik cevaplara kaçınmaktalar sürekli. Kaçımız eşine, çocuğuna, dostlarına ‘‘Bugün nasıl hissediyorsun? Anlatmak ister misin?’’ gibi cümleler kurdu? Onun konuşmasına fırsat vererek, duygularını anlamaya çalıştı? Konuşmaktan, sürekli fikir beyan etmekten ya da nasihatler vermekten kaçınarak dinleme işine odaklanmalıyız. Duygulara önem vermeliyiz ve iletişimin gücüne inanarak iletişim kabiliyetimizi geliştirmeliyiz.
İyi bir dinleyici olmanız ve sizi daima dinleyen, anlayan insanların olduğu çevrelerde bulunmanız dileğiyle…