Sosyal Medya Çağında Kaybolan Gerçek Biz

70 Görüntüleme
2 Dak. Okuma

Gece yatmadan önce son kez telefonumuza bakıyoruz. Sabah gözümüzü açar açmaz yine elimiz telefona gidiyor. Gün içinde boş kaldığımız her an elimizde ekran… Peki, ne arıyoruz burada? Eğlence mi? Bilgi mi? Yoksa sadece kaybolmak mı istiyoruz?

Sosyal medya, bize dünyanın her yerinden sonsuz içerik sunuyor. Birisi Bali’de gün batımını izlerken, diğeri kahvesini yudumluyor, bir başkası ise hayatındaki büyük başarıyı kutluyor. Peki biz? Biz o an yatağımızda uzanmış, elimizde telefon, başkalarının hayatlarına pencereden bakan bir seyirciyiz. Ve farkında olmadan içten içe kendimizi küçültüyoruz.

Filtrelenmiş Hayatlar, Gerçek Hisler

Instagram’a bir fotoğraf koyarken kaç kez “Bu iyi mi görünüyor?” diye düşündünüz? Ya da bir story paylaşırken “Acaba kimler izleyecek?” diye merak ettiniz mi? Hepimiz bu oyunun içindeyiz. Beğeniler, yorumlar, takipçi sayıları… Sanki bunlar bizim değerimizi belirliyor. Ama asıl sorulması gereken şu: Biz gerçekte nasıl hissediyoruz?
Sosyal medya, insanların en iyi anlarını sergilediği bir sahne. Kimse mutsuz günlerini paylaşmıyor. Kimse “Bugün kendimi çok kötü hissediyorum” diye story atmıyor. Ama hepimiz böyle günler yaşıyoruz, değil mi? İşte tam da bu yüzden sosyal medya, çoğu zaman gerçek hayattan kopuk ve sahte bir dünya yaratıyor.

Gerçekten Mutlu Olanlar Telefonlarına Daha Az Bakıyor

Hiç fark ettiniz mi, gerçekten eğlenen insanlar telefonlarına daha az bakıyor? Çünkü o anın tadını çıkarıyorlar. Gerçek sohbetlerde kahkahalar yankılanıyor, gerçek dostluklar göz göze iletişim kurarak güçleniyor. Ama biz ne yapıyoruz? Bir kafeye gidip fotoğraf çekiyoruz, sonra herkes kendi ekranına dalıyor. “Anı yaşa” mottosu, fotoğraf çekip anıyı sosyal medyada paylaşmaya dönüştü.

Peki, Ne Yapabiliriz?

Hadi bir deney yapalım. Bir gün boyunca telefonunuza sadece gerçekten ihtiyacınız olduğunda bakın. Sosyal medyada gezinme sürenizi azaltın. Gerçekten ne hissettiğinize odaklanın. Dışarı çıkın, bir banka oturun ve etrafınızdaki insanlara bakın. Kimler mutlu görünüyor? Kimler telefonuna gömülmüş? Birkaç saat boyunca çevrenizde olup biteni gerçekten fark ettiğinizde, sosyal medyanın aslında hayatımızı nasıl yönettiğini daha iyi anlayabilirsiniz.

Belki de en büyük farkındalık, hayatımızın en güzel anlarını bir ekran aracılığıyla yaşamak yerine, gerçekten deneyimlemeye başladığımızda gelecek. Çünkü en unutulmaz anlar, paylaşılmayan ama gerçekten hissedilenlerdir.

Bu İçeriği Paylaş
Bağlantılar:
Yazar
Yorum yap

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Exit mobile version