Sosyal medya kimine göre sanal alem, birilerine göre boş zaman geçirip biraz stres atma alanı olabilir. En çok bilginin dolaştığı fakat herkesin farklı bir fikri olduğu için doğru ile yanlış kaosuna da neden olan bir alan. Bir çok alanda şu bilimsel araştırma, şu ona göre, şu buna göre böyle derken sizin de kafanız iyice karıştı değil mi? hem sadece beslenme konusunda değil; bir çok konu da bugüne kadar duymadığımız mantıksız bilgiler de o kadar çok ki hepiniz görüyorsunuz zaten. Hiç bir alt yapısı bilgisi olmayanın da saçma sapan şeylerle bende buradayım, varım dediği çok yönlü ucu açık bir alan. Kendinizi de geliştirebilirsiniz veya bir boşluğun içine de sürüklenebilirsiniz.
Diyet; kelime anlamı içeriği ile bedel anlamına gelmektedir. O halde mantıklı düşündüğümüzde biz bugüne kadar yediklerimizin bedelini mi ödüyoruz? Yani kendimize cezamı veriyoruz? Bu zamana kadar diyetin her zaman bir kurtuluş yolu olduğunu düşündük değil mi? Ama maalesef öyle olmadı. Verdiğimiz kiloları kendimizi bıraktığımız an geri aldık. Yada yaşadığımız psikolojik çöküntüler bizi duygusal boşluğa itti. Duygusal boşluklarımızı da daha çok yiyerek ve daha az hareket ederek doldurduk. Sonra bir çoğumuz denize batan yılana sarılır misali sağlığımızı tehdit edeceğini bile bile duyduğumuz gördüğümüz her şeyi mantıklı mantıksız uyguladık. İlaçlar, çaylar, farklı farklı içecekler vb. Liste uzadı gitti. Sosyal medya da bunlara ön ayak oldu. “Bunu yerseniz 10 günde 5 kilo verirsiniz. Bunu içerseniz bir haftada 3 kilo verirsiniz.” Üstelik insanların inanmasının asıl nedeni bu tarifleri verenlerin işin okulunu okumuş diyetisyen ve doktorlar olması. En üzücü tarafı da bu değil mi? Bir diyetisyen normal şartlarda herkesin metabolizma hızının farklı olduğunu diyetlerin kişinin önce tahlil ve tetkiklerinin yapılıp psikolojik ve fizyolojik durumunu da göz önünde bulundurup o şekilde hazırlanması gerektiğini çok iyi bilir. Bir de başkalarının önceki ve sonraki halini kullanıp bu ilaç la veya bu çayla yada bu karışımla 3 ayda 50 kilo verdi. Gelin sizi de zayıflatalım diyenler de cabası. Peki ya profesörlere ne demeli bilemiyorum. Birileri glutenli yiyecek yemeyin diğerleri yiyin dedi. Birileri yulaf yemeyin diğerleri besleyici dedi. Biri et yiyin diğeri vegan beslenin, biri aç kalın. Biri az ve sık yiyin. Biri süt içmeyin biri süt için. Biri siyah çay ve kahve tüketmeyin diğeri faydalarını anlattı. Her yiyeceğe bir kulp bulundu geçmiş olsun toplum olarak sudan başka içecek de yiyecek de kalmadı o halde sosyal medya mı kendi araştırıp öğrendiklerimiz ve deneyimlerimiz ile birlikte sağlıklı bir yaşamı sadece yiyeceklerle değil yaşamımızın her alanına uygulayarak mı yaşamamız gerekir? Seçim kararı kişilere özeldir. Bana göre bu tür belli belirsiz uygulamaları bedenimize uygulamaktansa işinin ehli doktor ve beslenme uzmanlarından yardım almak en doğrusu. Ayrıca bedeninizle barışıp onun size fısıldadıklarını dinlerseniz size ihtiyaçlarını belirtecektir. Kendinize zarar veren her şeyden uzak durun. Kendi kendinize kalori açığı oluşturmayın. Sağlık durumunuzla birlikte doktorunuzdan yardım alın. Bazı sağlık problemleri ne kadar kalori açığı oluşturursanız oluşturun, ne kadar egzersiz yaparsanız yapın kilo vermenize engel oluşturabilir hatta aynı zamanda belki sağlığınıza aykırı başka durumları tetikleyebilir. Aynı zamanda ne yaparsam yapayım kilo veremiyorum ben kilo veremem deyip daha büyük psikolojik buhranların içine düşüp, gerçek nedeni bilmediğiniz için bilinçaltınızı da bu sözlerle mühürlenmiş olursunuz. Sonrası da eskisinin kat kat fazlası yeni kilolar.
“Bedenimiz bize Allah’ın emanetidir. Ona deneme tahtası gibi muamele edersek sonucunda bir çok sağlık problemi yaşayabiliriz.” O halde hepiniz sağlıkla kalın.