Su…
İki harfli bir iksir.
Medeniyetin ana maddesi. Dünyadaki varlığının olmazsa olmazı. Varlığın hammaddesi. Her şeyi yoktan var eden Allah’ın yarattığı insanın da öz maddesi. Evet, sudan bahsediyoruz. Hayatın olmazsa olmazı. Su’yu ne kadar anlatabiliriz bilmiyorum, çünkü susuz bir hayat olmaz; hayatın ta kendisi çünkü. Yaratılma olayının temeli. Her şeyin, canlı cansız her şeyin içinde mutlaka bir su vardır. Sudan bir parça vardır.
Dünya üzerinde kurulan bütün toplulukların kurulma mekânı olarak suyun etrafının seçilmesi, onun etrafında devletler kurulması, suyun önemini gösteren bir sistemdir. Bir olgudur.
Suyun olmadığı yerde hayat yoktur. Canlılık yoktur. Yaşam yoktur. Nefes yoktur. Allah, suyu öyle bir aziz kılmıştır ki onu hayatla, canla, yaşamla aynı manada yaratmıştır. Canlılığın sebebi olarak yaratmıştır. Bir insan aç durabilir belli bir müddet, ama susuz duramaz. Kısaca, su olmadan olmaz…
Bir gün bir büyüğüm, “Su hayattır.” diye devam etmişti konuşmasına. “Ceddimiz, atalarımız suyu her alanda kullanmaya özen göstermişlerdir. Su’yu en kaliteli kullanan bizim medeniyetimizdir. Her sokağa, caddeye çeşmeler, sebiller yapmışlardır, insanlar faydalansın diye bu temiz içecekten. Hatta yaptıkları bu çeşmelerin alınlıklarına da yazdıkları hat yazılarında mutlaka Kur’an’daki su ile ilgili olan ayeti yazarlar.” demişti. “Nedir o ayet?” diye sorunca anlatmaya devam etmişti.
Kur’an’da Allah su ile ilgili şöyle buyuruyor:
“… ve diri olan her şeyi sudan meydana getirdiğimizi görmediler mi?” (Enbiyâ Suresi 30. Ayet)
İşte bizim medeniyetimiz suya kıymet vermiş, onu her alanda kaliteli bir şekilde kullanmaya özen göstermiştir. Atalarımız yine kendi hammaddesini, yine kendine faydalı olacak şekilde kullanmıştır. Tabiri caizse geri dönüşüm yapmıştır. Bunu da en kaliteli bir şekilde yapmıştır. Suyu bu kadar güzel, kaliteli kullanan başka bir medeniyet yoktur. Çünkü İslamiyet temizliği her daim vurgular. İslam’ın temeli temiz olmaktır. Temizlenmektir asıl olan. Avrupa medeniyetsizliğinde temizlik yoktur. Bunu uzun uzun anlatırdım, o da başka bir yazıma kalsın. Sadece kısaca örnek vereyim: Fötr şapkanın olduğu bir medeniyet, gelinlerin, hatta bizim gelinlerimizin giydiği gelinliklerin alt tarafının şişik olduğu, kabarmalı olduğu bir medeniyetten, alafranga tuvalet kullanan bir medeniyetten temiz olmasını bekleyemezsiniz. Neyse, bu kadar yeter. O, başka yazımıza kalsın. Uzun mevzu.
Evet, su hayatın ta kendisidir. Onun akışındaki melodi bile insanı hem rahatlatır hem de psikolojik olarak düzelmesini sağlar, ferahlatır. İçmek ayrı faydalı, akışındaki o muhteşem rahatlatıcı sesi ayrı faydalı. Atalarımız boşuna dememiş, “Su gibi aziz ol.” diye. O zaman biz de insanlığa faydalı olan insanlara ne diyoruz:
Su gibi aziz olun…
Vesselam…