Süper Baba

Arzu Sunar Özcan 860 Görüntüleme 3 Yorum
3 Dak. Okuma

Süper Baba dizisinin tüyleri diken diken eden jenerik müziği flüt sesiyle başladığında ışıkları kapatıp televizyon karşısındaki yerimizi çoktan almış olurduk. Oya Küçümen’in sesi yağmur damlası gibi yüreklerimize aktığında heyecanımıza yenik düşer, kalbimiz çarparak yeni bölümün ilk sahnesine dikerdik gözlerimizi. Şevket Altuğ ekranda en babacan gülümsemesiyle göründüğünde kalbimiz durur,

“Acaba Fiko, bu hafta neyle mücadele edecek?” diye sormadan edemezdik. Çocuklarına çok düşkün bir baba, onları hayata kazandırmak için çabalayan, bir yandan kendi babasıyla, bir yandan dedesiyle, bir yandan eski karısıyla uğraşan bir adam. Hepimiz tek yürek Fiko’ya destek, ama tam destek.

Süper Baba tam üç sezon sürdü. İlk iki sezonu aynı heyecan ve enerji patlamasıyla izlerken ne yazık ki üçüncü sezon başlamadan iki hafta önce babamı kaybettik. Onun varlığının bizim için süper bir şey olduğunu onsuz kaldığımızda anladık. Oya Küçümen babasının anlattığı içinde İstanbul olan masalları her gece dinleyip onun elini tutarken biz geceleri uykusuz kaldık. Bir baba kaybetmenin ne demek olduğunu geçen yıllar öyle bir öğretti ki, onu yazmaya bildiğim kelimelerin hiçbiri yetmez maalesef. Süper Baba 90’ların ortasında dizi severlerin tutkuyla bağlandığı tek diziydi ve bunda unutulmayan jenerik müziğinin bence epey etkisi vardı. Tam da bu yüzden Bana Bir Masal Anlat Baba şarkısını dinleyemiyorum, dinlediğimde gözyaşlarımı tutamıyorum. Sonra bakıyorum hangi yılda olursa olsun babasını kaybeden çocukların marşı haline dönmüş o şarkı.

En son ne zaman babalar gününü kutladığımı hatırlamıyorum, ama büyük ihtimalle babamızın ölümünden önceki son haziran kutlamışızdır. Çünkü ben kendimi bildim bileli sevdiklerimin özel günlerini anmadan geçmem. Bu yüzden babamın ilk ve son defa kutladığımız doğum gününü de hatırlıyorum. Ölmeden bir hafta önceydi. O kadar şaşırıp mutlu olmuştu ki. Mumları üflerken gözleri dolmuştu. Kırk beş yaşına kadar hiç doğum günü kutlamadığını söyleyip duygulanmıştı.

Babalar günü haftasındayız ve bazen sosyal medyada anne ve babalar günü kutlamalarına dikkat edilmesi gerektiğini yazan postlar görüyorum. Ebeveynleri hayatta olanların dikkatli paylaşımlar yapması gerektiği, öksüz ve yetimlerin yüreklerini dağlayacak şeyler yazmamaları konusunda uyaran postlar. Benim çocuklarım da bu akıma uyup özel günleri paylaşmaktan korkuyor. Bir nevi duyarlılık tabii, ama onlarla aynı fikirde değilim.

Sevdikleriniz hayattaysa onlarla fotoğraflarınızı doyasıya paylaşıp iyi dileklerinizi tüm dünyaya duyurabilirsiniz. Bu başkalarının yarasına parmak basar mı şüpheliyim, ama anne ve babanızı çok mutlu eder. Değerli olduklarını, hatırlandıklarını bilmek onları sevindirir. Sevindirmek kötü bir şey mi?

Baba kelimesi kalbimde kapanmayacak bir yara olduğundan dilim yüreğime hiçbir zaman tercüman olmadı. Bir sır gibi kilitli bir sandıkta babama duyduğum özlemi sakladım. Neden bilmem belki eskisinden daha cesaretli olduğumdan belki de artık konuşmak yerine yazma yolunu seçtiğimden duygularımı ifade etmek istedim.

Canım babam, sensiz geçirdiğim yirmi sekizinci babalar günü kutlu olsun. Ruhun şad mekânın cennet olsun. Babasını kaybeden çocukların başı sağ olsun, hayatta olan babaların ömrü uzun olsun.

Bu İçeriği Paylaş
Bağlantılar:
Yazar
3 Yorum
  • 13 aydır burada yazı yazıyorum. İlk kez yorum yapıyorum. Yazacağım noktalar şu olacak, süper baba bizim mahallede bizim eve 500 metre ötede çevriliyordu, 1988 doğumluyum o günleri dizi çekimini hatırlıyorum. Bugün bile o ev, degişti yıkıldı 2006 senesinde yeniden yapıldı ama bizden evden hala gözüküyor çocukken akşam olur dizi setine bakmaya giderdim. 7-8 yaşında çocuğum şevket Altuğ ile tanışma imkanım da olmuştu. Ahşap bir evde geçen onca hikaye yazsam akşama kadar devam ederim. Şevket Altuğ herkesin süper babasıydı. Yazınızı okuyunca 30 yıl öncesine gittim. Ellerinize sağlık.

  • Yanlış birşey dikkatimi çekti. 4 sene atv’de oynadı. 1993-1997 arasında oynandı dizi. 25 Eylül 1993-6 Haziran 1997. 137 bölümde sona erdi.

  • Yorumunuz için çok teşekkür ederim Gökhan Bey. Bana en çok dokunan 96-97 sezonunu babamsız izlemek zorunda kalmam. O dönemde üniversite öğrencisi olduğum için tarihleri karıştırmış olabilirim. Ama duygular değişmiyor tabii. Süper Baba herkesin kalbinde taht kurmuş. Ne mutlu o projede yer alan sanatçılara ve ne mutlu bize…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Exit mobile version