Zeigarnik Etkisi, kısaca tamamlanmamış, bölünmüş ya da yarım kalmış görevlerin veya yaşantıların tamamlanan iş veya ilişkilere göre daha rahat, daha kolay hatırlanmasını ifade eden fenomen bir kavramdır. Çünkü beynimiz tamamlanmamış işleri hatırlamak konusunda çok daha seçicidir.
Psikiyatrist ve Psikolog Bluma Zeigarnik tarafından ortaya atılan bu ilgin kavramın ilginç de bir ilham kaynağı vardır: garsonlar. Gittiği bir restoranda nasıl oluyor da garson not almadan tüm bir grubun siparişini eksiksiz aklında tutuyordu. Yaptığı sayısız deney ve araştırma gösterdi ki tüm bu olanlar, bir göreve başlayan kişinin onu tamamlama ihtiyacı hissetmesiydi. Tamamlanması engellenirse stres oluşacaktır ve böylece iş tamamlanana kadar zihinde yer alacaktı. Ne kadar görevi tamamlamak için gereken motivasyonu sağlıyor gibi görünse de tek faydası bu değildir. Ve tabii ki zihin sağlığı üzerinde olumsuz etkisi olacaktır.
Sosyal ilişkilerimizde zeigarnik etkisinden bahsedecek olursak aşk ve romantik ilişkilerimizin karmaşık dünyasında da kendisini gösterir. Tamamlanmamış, yarım kalmı, bitmemiş her ilişki tamamlanmış, çözülmüş, halledilmiş her ilişkiye göre daha iyi hatırlanır. Ve bu duygusal işilki dünyamızda çarpıcı sonuçlara yol açar. İlişkimiz beklenmedik şekilde sona erdiğinde veya bir aşk hikayemiz yarım kaldığında yaşanan sendrom tam bir zeigarniktir. Bu ilişki veya aşk daha detalı, daha sık hatırlanır. Unutmak zorlaşır ve bu ilişki üzerinde her zaman daha fazla mesai harcamaya neden olur. Ayrıca devam etmekte olan ilişkilerimizde çözüme kavuşturulamamış her kavga, her sorun da zeigarnikten etkilenir. Zihinde daha sağlam yer tutar, daha detaylı hatırlanır. Bunu çözmek için de daha çok çaba harcar insan, daha çok düşünür. John Gottman, “What Makes Love Last” kitabında ilişkilerimizdeki problemleri çözerek zeigarnik etkisinden kurtulabileceğimizden ve partnerinizle olan bağımızı nasıl güçlendirebileceğimizden bahsediyor, okumanızda fayda var.
Sadece iş, görev ve ilişkilerimizde de değil; yarım kalan sözler, tartışmalar, ödevler, hatıralar, tabakta kalan ama diyette olduğumuz için yemediğimiz tatlı, tatiller, reklama giren filmler, sınavlar, stoğu biten ürünler… En heyecanlı yerinde biten diziler, seyircinin zihninde soru işareti bırakır ve izleyiciyi tekrar ekrana kitler ya, bu bile zeigarniktir.
Zeigarnik etkisi en nihayetinde stresli ve rahatsız edicidir. Etkisini hafifletmek için bazı yöntemler uygulanabilir.
Örneğin; görevlerimizi, işlerimizi organize etmek, düzene koymak, planlı olmak, zihin sağlığını önemsemek, dinlenme, rahatlama teknikleri vs. Pişmanlığa yer bırakmayacak ve keşke dedirtmeyecek adımları atmak için, yarım kalmamak için mutlaka harekete geçin, bir şeyler yapın. Belki de “Bugünün işini yarına bırakma” atasözü, yine zeigarnik etkilerinin meydana getirdiği tüm bu olumsuzluklarla başa çıkmak içindir.
Dün bu yazıyı yazarken ben de yarım bırakıp yarın devam edeceğim dedim ve zihnim sürekli bununla meşgulken dün yaptığım birçok şeyden keyif almamı engelledi. Az önceye kadar “keşke bitirseydim” derken şimdi “iyi ki bitirdim” diyorum.
“Keşke” ve “İyi ki”… Seçim sizin. 🙂
- Kostyanaya. Bluma Wulfovna Zeigarnik. The Science of Psychotherapy| Arşiv Bağlantısı
- Good Therapy. Zeigarnik Effect. Good Therapy| Arşiv Bağlantısı
Bir alan öğrencisi olarak yeterince beni bilgilendiren ve ilgilendiren bir konu olmuş. Umarım faydalı olur okuyan her bir birey için. Tebrik ederim.
Her cümlede kendime pay çıkardım. Bilinçlendirme tekrardan emeğinize sağlık gönlü güzel insan 🥰😇
Gerçekten bu bilgi beni çok aydınlattı
Yaşanmışlıkları unutmak yerine bitirmek daha mantık oluyormuş
Tebrik ederim