İnsanları tanımanın yolu, arkadaşlık etmek, tartışmak, paylaşmak ya da bir arada sıkça vakit geçirmek mi? Birilerini tanımak için ne bu kadar zamana ne de bu kadar teferruata gerek vardır.
Bu evrelere gelene kadar, olan olacak, kırılan kırılacak, giden gidecek, biten bitecektir! Ben bir insanı gözlerinden, sözlerinden ve de hislerinden tanımlarım.
Kalbin aynası olan gözler, sevgiyi de size gösterir, saygıyı da… Uzun göz temasları sadece hayranlık değildir. Sevginin en büyük göstergelerinden biridir.
Seni seviyorum!
Çünkü bakışların bana huzur veriyor.
Seni seviyorum!
Çünkü beynimin algılayamadığını kalbim görüyor. Sende ki huzuru bir ayna gibi bana yansıtıyor…
Gelelim sözlere: Siz karşınızdakinin başarısını takdir ederken, gün gelince siz başardığınızda da takdir beklersiniz… Hayat bu! Alma verme dengesiyle işler. Sözler sınırlı ve kaçamak ise, ara ara vicdanı dürttüğünden, vicdandan çıkan birkaç kelimeyi, egosu ve haseti dürttüğünde eksik ya da çarpıtılmış işitirsiniz.
Kısık ses tonu, kendi başarısı ve tercihi, arkasından gelen sizin hikâyeniz…
Bu durumu kişiselleştirmeden, genel sohbete yayarak anlatacak olursak, bir insan başkası için yaptığı yorumdan, bencelerinden, eleştirisinden ve yahut cıvıl cıvıl sohbet varken sessizleşmesinden niyetini ve duygusunu çözebiliriz.
Yalan söyleyen insanlar, sizi yalan söylemekle suçlar. Yahut doğrularınıza inanmazlar. Aldatan insan, sürekli aldatılacağını düşünür ve sizi ihanetle suçlar.
İki yüzlü insan, arkasından iş çevireceğinizi ima eder, zerre güven duymaz! Güven duymadığı kendisidir aslında…
Hırsız olan insan, malını, eşyasını gözünden sakınır. Nasıl o bir başkasının malına ve eşyasına göz dikmişse, bilir ki onun da malına göz diken olacaktır.
Çok sevgisiz büyüyen bir insan, size kalbini, vaktini, sizi mutlu edebilecek elinden gelen her şeyini feda edecektir. Sevgi istiyordur. Bilir ki vermeden alamaz.
İnsanoğlu niyetleri üzere bir aynadır. Kalbini yansıtır sözlerine.
Sigara içilen bir ortamda bulundunuz ve siz sigara kullanmıyorsunuz. Lakin kokusu siner üzerinize. Kalbinin kokusu siniyor sözlere.
İstediğiniz kadar saklayın! Dumanı tütüyor niyetinizin!
Ah bu altıncı his dedikleri şey! Bazen iyi olmuyor. Kimisi alınganlık diyor, kimisi kafada kurma, kimisi sinsilik, kimisi niyet!
Evet, ben niyete inanıyorum, doğrudur. Dilinde şikâyet barınan insanın bir diğer şikâyeti de sizsiniz!
Her insan mükemmel olma peşinde… Kimse hayatındakileri mükemmelleştirme peşinde değil. Göz önünde olma isteği, “En doğrusu benim gerçeğim, hayat kendi ekseninde dönüyor.” ukalalığı…
Hisler nasıl da ayan beyan?
Sonra sen neden kabuğuna çekildin? Başkasına oynanan oyunu gördüm! Gün gelir oyuncular değişir. Sahne yine aynı kalır. Sahneye çıkarılmadan önce bir seyirci olun ve insanları izleyin!
Yalanın saltanat yaptığı günümüzde maalesef insanca yaşamak zor! Siz kalbinize kulak verin.
Gönül evi temiz olmayan insan, temizliğe sizinle başlar!
Oysa ki iyi de sensin, kötü de sensin! Senden sana yansıyanları hayatına çekersin.