Tarihe Bakış Açımız

Yunus Emre Kösoğlu 51 Görüntüleme Yorum ekle
3 Dak. Okuma

Tarih nedir ve tarihe nereden bakacağız? En önemli soruyu daha ilk dakikadan sormak istedim. Hangi bakış açısıyla bakmak gerekiyor tarihe?

Tarih ilmi insana dün ışığını tutup bugünü gösterir. Maziden aldığı aydınlatıcı gücünü bugüne aksettirerek insanı doğru yola iletir. Geçmişten ders almasını sağlayarak atiye daha yanlışsız bakmasını ve daha doğru kararlar almasını sağlar insanın. Pekiyi ama tarihe farklı bakış açısıyla bakarken tarihi ilk önce bilmek gerekiyor. Bilmediğimiz bir konuya nereden bakarsak bakalım, sonuç hep yanlış, hep hüsran olacaktır.

Tarihe farklı pencerelerden bakmak veya tarihi farklı açılardan terennüm etmek… Bizler vatandaş olarak eksik veya hatalı bildiğimiz şeylerde hep takılı kalıyoruz. Temcit pilavı gibi her zaman aynı şeyleri söylüyoruz. Kalıplarımızdan dışarı çıkamıyoruz. Bizi dar bir kalıba sokmuşlar; hep aynı şeyleri söyleyip duruyoruz. Tarih, dar kalıplara girmeyecek kadar geniş bir bilim dalıdır. O yüzden tarih bilimi neden-sonuç ilişkisi içinde değerlendirilip, olayın yaşandığı zamanın imkanlarıyla ve o günkü tarihten, günden anlatılırsa doğru olur. 1520’de olan bir olayı 2024’ten veya 1040’ta olan bir hadiseyi 1980’den anlatamazsınız. O güne gitmeniz, o an orada bulunmanız gerekecek. O anı yaşamanız gerekecek hem de iliklerinize kadar. Yaşamadan anlatamazsınız.

Peki tarih bildiğimizi farz edelim. Tarihe nasıl farklı pencerelerden bakacağız? Bize ne kazandıracak? Ne faydası olacak? Farklı açılardan bakmayı nasıl başaracağız?

Tarihe bakışımız değişirse eğer hem dünü hem de bugünü doğru anlamış olacağız ve üzerinde yıllardır kafa patlatılan sorunlar bize çocuk oyuncağı gelecek. Dün ışığını alacağız ve bugün yaptığımız olaylara tutacağız. Dün kim neyi niçin yapmış, neden yapmış, nasıl yapmış anlarsak, bugün her şeyi anlayacağız. Dünde yaşamış kahramanlarımızı, tarihe mal olmuş insanları daha doğru idrak edeceğiz, daha iyi anlayacağız. Bazen kendi adamlarımıza bile hain, düşman derken, bakış açımızı bir an değiştirince o kişinin ne hain ne de düşman olmadığını göreceğiz. Bunu bir örnekle açıklamak daha güzel olacaktır. Bu örnek, Türkiye’de yayınlanmış eski bir diziden alıntı olacaktır çünkü ben şahsen tarih bölümünde almadığım dersi bir diziden aldım. O sahnede mealen şöyle deniyordu:

Tarihe nereden bakacağız?

1907’den tarihe bakarsak, Enver Paşa dağa çıkmış bir eşkıyadır.

1908’de aynı Enver Paşa, Hürriyet kahramanı.

1914’te yine aynı Enver Paşa, başkomutan vekili.

1918’de yine aynı Enver Paşa, sürgün bir muharip komutan.

1923’te yine aynı Enver Paşa, bu sefer vatan haini…

Daha sonra yine aynı Enver Paşa, şehid-i ekber…

Gördünüz mü? O kadar etkileyici bir sahneydi ki beynimden vurulmuşa döndüm. Şimdi Enver Paşa’dan bakarsak, hain mi değil mi? Eşkıya mı değil mi? Ya da şehit mi değil mi? Nasıl anlayacağız?

Bu örneği sadece Enver Paşa’dan verdim, iyi anlaşılsın diye. İşte farklı pencerelerden, farklı açılardan baktığımız zaman tarihi doğru anlayıp, zaman ve mekan mefhumlarını da işe kattığımız zaman o ışık bizi doğru yere ulaştıracaktır inşallah. Yeter ki biz objektif olarak kendi tarihimizi anlayalım.

Yapacağımız tek şey var aslında, o da kendi tarihimizle barışmak, kucaklaşmak…

Vesselam…

Bu İçeriği Paylaş
Bağlantılar:
Yazar
Yorum yap

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Exit mobile version