Günümüz teknoloji ve bilgi çağı şüphesiz ki. Bilgi ve iletişim teknolojilerinin çeşitliliği, yaygınlığıyla; dijital iletişim ve etkileşimin birçok platformlardan sağlanabiliyor olması, insanları bir bilgi sarmalının içine sürüklemektedir. Bu bilgilere ulaşım ise parmaklarınızın tuşları tıklama mesafesi kadar yakınınızdadır.
Teknoloji, çağımızın bir gerekliliği gibi görünse de, hayatınızın merkezine alma durumuna geldiğinde, yoğun kullanımında bazı olumsuzlukları da beraberinde getirmekte ve bu durum teknostres olarak karşınıza çıkabilmektedir.
Teknostres nedir diye baktığımızda ise;
Teknolojinin kullanımında, teknolojiyi hayata dahil etme sürecinde, buna uyum sağlama noktasına geldiğinde; dijitalin etkisi zorluk ve adaptasyon sorununa dönüştüğünde ise bireylerin yaşantılarına hem fiziksel, hem de psikolojik açıdan olumsuz yönde etkilemektedir. Bu bağlamda, Teknostres, ruhsal anlamda kişilerde stres, öfke, kaygı ve huzursuzluk hissi vermesi, bu durumun kişinin tutumlarına ve düşüncelerine negatif yönde tesir etmesi şeklinde tanımlanabilmektedir.
Hayatımıza sızan ve yaşantımızın bir parçası haline gelen LCD televizyonlar, akıllı telefonlar, tabletler gibi elektronik cihazların bilinçsiz ve fazla oranda kullanıldığında teknolojinin yan etkilerini artırmakla birlikte, gerek yaşantınızda bıraktığı izler anlamında, gerekse fiziksel anlamda bazı olumsuzlukları da beraberinde getirebilmektedir.
TEKNOSTRES’İN OLUŞMA NEDENLERİ
Teknostresin oluşma nedenlerini şu şekilde sıralamak mümkündür;
ARALIKSIZ BİLGİYE ULAŞMA İHTİYACI:
Teknostresin oluşmasının ilk sebeplerinden biri olarak görülen etkenlerin başında, iletişim cihazlarını kontrol etme isteğinin, dijital ekrana bakma ihtiyacını da beraberinde getirmesidir. Araştırmalar göstermiştir ki, kişiler ister keyfi bulunduğu durumlarda bulunsunlar, ister iş amaçlı oldukları ortamlarda olsunlar, kesintisiz şekilde bu cihazları kontrol etme isteğinin, ekrana bakma ihtiyacı duygusunu yoğunlaştırmış, ekrana bakılmadığı taktirde kişilerde yoğun stres, kaygı ve huzursuzluk duygusu oluştuğunu bilinmektedir. Bireylerin; e-postalarına, telefonlarına, bilgisayarlarına vs. dijital iletişim cihazlarına olan dijital bağımlılığı; kişilerde endişe yaratabilmekte, sürekli gelen haber bildirimlerine bakma isteği bireyleri bunaltabilmekte ve bu, rahatsızlık hissi uyandırabilmektedir.
SOSYAL İLİŞKİLERE OLUMSUZ ETKİSİ:
Teknoloji ve iletişim cihazlarının insan hayatına yoğun oranda nüfuz etmesi, kişilerin işlerini kolaylaştırdığı kadar, zaman rahatlığı da sağlamaktadır. Zamanın arta kalır olması ve teknolojinin insan hayatındaki ağırlığı ise kişileri dijital iletişime daha bağımlı kıldığını ve bu bağımlılığınsa bireyleri yalnızlığı tercih eder duygu durumuna getirdiğini göstermiştir. Bu yönde yapılan araştırmalar, durumunun boyutunu da bizlere sunmaktadır. Sosyal ortamlardan kaçış ve teknolojiye bağımlılık kişileri dijital ekrana kilitlemekte, gerçek hayattan kısmi anlamda koparmaktadır. Bireyler kendi düşüncelerinde gezinmek yerine, sosyal ağların sunduğu akışlarda bulunmayı ister duruma gelmiştir.
SAĞLIK SORUNLARI OLUŞTURMASI:
Teknolojiye bağımlılığın getirdiği bir diğer olumsuz sonuç ise teknostresin, bireylerde bazı fiziksel sorunların yaşanmasına sebebiyet vermesidir. Uzun süreli ekran karşında durulduğunda ve mavi ışığa maruz kalındığında bireylerde baş, sırt, boyun ağrılarına, gözlerde yorgunluğa, oturuş bozukluğuna, omurga ağrılarına neden olabilmektedir. Yoğun dijital bilgi bombardımanında bireyler kendini huzursuz ve mutsuz hissetmesinin yanında, ruhsal anlamda ise kişiler kendini gergin, öfkeli ve sabırsız duygu durumları içinde bulabilirler.
“TEKNOSTRES’LE” BAŞA ÇIKMA YOLLARI
Teknostresle başa çıkma konusunda, kişilerin yaşantılarına uygulaması adına sunulabilecek olan önerileri şöyle sıralamak mümkündür;
- Sosyal yaşantınıza önem verin. Yaşantınızın olması gereken ahenkte devamı için sosyal çevreniz ile sosyal medya ve dijital dünyada geçirilen sürenin dengelenmesi önemlidir.
- Hobilerinize zaman ayırın. Düşüncelerinizin sakinlemesi ve rahatlaması için en iyi yöntemlerden biride hiç kuşkusuz ki, edinilen Sevdiğiniz, içinde olmaktan dolayı mutlu olduğunuz işlerle zamanınızı geçirmeniz hem içsel huzurun korunmasını, hem de zihninin ferahlamasını ve rahat nefes almasını sağlamasına vesile olacaktır.
- Spora zaman ayırın. Sporla uğraşmak gerek beden, gerekse zihinsel sağlığın koruması açısından en keyifli yöntemlerden biridir. Beden zinde kaldığı kadar, ruhsal anlamda da bir rahatlık ve huzur yaşamanıza da sebep olacaktır.
- Sınırlarınızı çizin. Gerek kendi yaşantınızda, gerekse de iş hayatınızda belirlediğiniz sınırlarınız ve ölçüleriniz olsun. Bu ölçüler; hayatınızda disiplini, iş ve özel yaşantınızda verimliliği ve zihinsel olarak da huzurunuzu sağlar. Bu sayede yaşantınızı düzgün ve sakin bir şekilde yön vermiş ve hayatınızı ıskalamamış olursunuz.
- Farkındalığınıza ulaşın. Zihinsel anlamda teknolojinin hayatınızda sadece bir bölümünü oluşturduğunun farkında Teknoloji ve dijital dünyayı yaşantınızın merkezi ya da odağı olmadığı konusunda kendinizi ikna etmek, kendinizi bu fikre alıştırmak ve bu bilinçte yaşamak.
Hiç şüphesiz ki, devir teknoloji devri olsa da, siz hayatınıza teknolojiyi ne oranda alırsanız, size o derece etki edecek; dijital dünyanın düşünce dünyanıza ne ölçüde yer almasını da sizin tercih ve kararlarınız belirleyecektir. Teknoloji bir ihtiyaç olsa da, hayatınızın sadece bir parçası olduğunu kabul ettiğinizde, sizin yaşamınızın bütünlüğünü bozmadığı sürece size katkı ve fayda sağlar.
Teknolojiye ulaşmak, bir tuşa basma süresi kadar kolay olsa da; hayatın içindeki gerçeklikse, yaşamın nabzına dokunmaktır. Hayatın nabzını hissetme ise bir o kadar emek ister ve bu çabaysa fark oluşturur yaşamda. Yaşamın ritmine ulaşmaksa, yaşantınızdaki farklı notaları görmekle ve yaşamakla mümkündür. Dijitalin görselliği ve etkileyiciliği varsa, hayatın da gerçekliği vardır.