Tekonoloji Bağımlılığı

Gülizar Çalık 297 Görüntüleme Yorum ekle
3 Dak. Okuma

Telefon, tablet, televizyon veya bilgisayarlar hayatımızın her alanında. Hepimizin yararına olacak hayatımızı kolaylaştıracak pek çok imkan sağlıyor. Artık günlük her işimizi teknoloji sayesinde kolaylıkla yapabiliyoruz. Haberleşmeden, bankacılık işlemlerine kadar her şey elimizin altında. Bu kadar büyük bir nimetin faydaları olduğu kadar zararlarının da olduğuna şüphe yok. Küçükten büyüğe herkesin dikkat etmesi gereken bir husus bu.

Yapılan araştırmalara göre, ekran kullanımı süresi çocuklarda (2-12 yaş) günde bir saat, yetişkinlerde günde iki saat olarak belirlenmiştir. Ne kadar uçuk zaman dilimleri. Tüm gününü ekran başında heba edenler olduğu düşünülürse bu rakamlar oldukça komik. Peki neymiş bu büyük nimetin zararları? Önceliği fiziksel zararlara verelim:

Göz hastalıkları başta olmak üzere, duruş bozuklukları, algılama kapasitesinin düşmesi, unutkanlık, gelişim ve zeka geriliği bunlardan sadece birkaçı. Özellikle küçük yaşlar için bu tehlike daha da farklı. Birçok bilgisayar oyununun çocukların bilinçsizce kullanımı yüzünden dehşet saçtığını hepimiz biliyoruz. İntihar vakalarının arttığı, ekran sürelerinin çoğaldıkça felçlere neden olduğu bilimsel açıklamalarla kanıtlanmıştır. İşin psikolojik ve sosyal boyutu da en az fiziksel boyutları kadar çok. Hepimizin elinde olan akıllı telefonlar örneğin. Yanımızdan bir dakika bile ayırmadığımız tuvalete giderken bile götürdüğümüz yoldaş telefonlarımız. Ne kadar süre onlarsız kalabiliyoruz? Sosyal medyada geçirdiğimiz sürenin fazlalığına bakılırsa çok da uzak kalamıyoruz. İnsanların ne yaptıklarını ne söylediklerini, nerede olduklarını merak ederek saatlerimizi harcıyoruz ekran başında.

Kullandığımız sosyal medya hesaplarında her gün yapılan yapılan paylaşımları izlerken zamanın nasıl geçtiğini anlamıyoruz. Herkesin mutlu olduğunu, sürekli gezdiğini, lüks harcamalar yapıp her gün farklı bir yerde kahve içtiğini gören bireyler sosyal ve psikolojik anlamda dönüp kendini sorgulamaya da başlıyor. Bu sorgulama sonucunda da kendini eksik hissediyor. Böylece aslında sosyal anlamda kendini izole etmeye başlıyor. Psikolojisi olumsuz yönde etkileniyor. Kendini, yaşantısını ve çevresindekileri beğenmemeye başlıyor.

Bu bağımlılıktan kurtulmak için pek çok öneriler de var tabii. Yavaş yavaş azaltmak, kafamızı başka şeylerle meşgul etmek ya da bir meşguliyet bulmak gibi. Ama her şeyden önemlisi kişide istek gerekir. Kişi bu bağımlılıktan kurtulmak istiyor mu? Kendini geliştirmeyi mi yoksa durup sadece izlemeyi mi tercih ediyor? Bu konuda kişinin kendini bilmesi ve yaşadıklarının farkında olması gerekiyor.

Nitekim bu zararları unutmayıp teknolojinin nimetlerinden faydalanmak tek çıkar yoldur. Kendini kaybetmeden de, kendini bu teknoloji çağında bulmanın bir yolu elbette ki vardır.

Bu İçeriği Paylaş
Bağlantılar:
Yazar
Yorum yap

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Exit mobile version