Buruk geçen zamanlara dönüp baktım da,
Yılların ağırlığı altında ezilen kalbim taşa,
Ruhum ise buz dağının soğuk yüzüne dönüşmüş.
Sıcak bir tene,
Bir avuç mutluluğa muhtaç,
Soğumuş bir yürekle yaşamışım.
Yavru bir serçenin ürkekliği üzerime,
Öyle sinmiş,
Öyle görmezden gelmiş,
Öyle kendimden uzaklaşmış,
Öyle kaçmışım ki gerçeklerimle yüzleşmekten.
Eskiden olsa acırdı dokunduğum heveslerim.
Yağmur gibi boşanırcasına içime akan gözyaşlarıma gizlenmişim.
Lakin,
Daha birkaç gün öncesine kadar,
Ümidimin tükendiği anda çıktın karşıma.
Sevdamı aldım.
Ömrüme ekledim.
Bu tılsım ömrümün sonuna kadar yeter bana.
Acımaz bundan sonra incinen canım.
Kendimle olan savaşımı bitirdim.
Sevdanı barış elçisi olarak seçtim ruhuma.
Merhem diye sürdüm sevgini yarama.
Kokunu içime çektim.
Nefesini nefesime kattım.
Kesilmez bundan sonra ki soluk alışlarım.
Bilmeni isterim ki,
Sevdanı aldığım,
Kendime ömür diye eklediğim,
Bu tılsımla ömrüm uzarsa şayet,
Sonuna kadar gelmeni beklerim.