Ani ve beklenmedik bir şekilde fiziksel bütünlüğün, yaşantının ve sevilen kişilerin tehdit altında olacağı olaylarla karşılaşılması sonucu günlük rutinin bozularak kaygı, panik ve dehşet gibi duyguların yoğun olarak yaşandığı durumlara travma adı verilir. Travmatik yaşantılar savaş, göç, taciz gibi insan kaynaklı olaylardan dolayı meydana gelebileceği gibi; deprem, sel, ani ölüm gibi doğal olarak gerçekleşen durumlar sebebiyle de yaşanabilir.
Travmatik yaşantılar sonucunda psikolojik anlamda iki farklı durumla karşı karşıya kalınabilir. Bunları akut stres bozukluğu ve travma sonrası stres bozukluğu olarak iki grupta ele alabiliriz.
- Akut Stres Bozukluğu: Kişinin yaşadığı ya da tanık olduğu travmatik yaşantı sonucunda olumsuz ruh hali içerisinde olması, kaçınma ve aşırı uyarılma belirtileri göstermesi, istemsiz tekrarlar içerisinde olması durumunun en çok bir ay kadar süre ile devam etmesi halidir. Akut stres bozukluğu geçici bir durumdur ve travmatik yaşantılar sonucunda herkeste ortaya çıkabilir.
- Travma Sonrası Stres Bozukluğu: Travmatik yaşantı sonucu akut stres bozukluğunda görülen kaçınma, olumsuz ruh hali ve aşırı uyarılmışlık gibi belirtiler etkisini bir aydan uzun sürede devam ettiriyor ve şiddetini artırıyorsa travma sonrası stres bozukluğundan söz edilebilir.
Akut stres bozukluğu ve travma sonrası stres bozukluğu arasındaki en önemli fark zaman ayrımıdır. Akut stres bozukluğu en az üç, en fazla otuz gün devam eder. Sürecin uzaması travma sonrası stres bozukluğunun işaretidir.
Travma Sonrası Stres Bozukluğu Belirtileri
Travma sonrası stres bozukluğu belirtileri üç grupta incelenmektedir:
- Yeniden Yaşama(Hatırlama): Travmatik yaşantıya yönelik rahatsız edici anıların, görüntü ve seslerin kişinin zihninde istemsizce tekrar edilerek hatırlanması durumudur. Kalp çarpıntısı,terleme,titreme, huzursuzluk gibi belirtiler yaşanır. Travmatik yaşantıya yönelik kabuslar görülebilir.
- Kaçınma: Travmatik durumu hatırlatan mekanlardan, kişilerden, duygu ve düşüncelerden uzaklaşma ve kaçınma durumudur. Kişi travmatik olayı hatırlatıcı yerlere gitmez, bunlarla ilgili konuşmaz ve konuşulan yerlerde bulunmaz. Bazı durumlarda yaşanan travmatik olaya dair ayrıntıları unutma, yani amnezi de görülebilir.
- Aşırı Uyarılma: Travmatik olay sonrası kişi kendini sürekli olarak tetikte hisseder ve aynı olayın her an yeniden yaşanabileceğini düşünür. Bununla ilgili abartılı tedbirler alır. Kalp çarpıntısı, terleme, titreme, nefes darlığı, uykuya dalmada güçlük, dikkati toparlayamama, aşırı irkilme gibi belirtiler yaşanır.
Suçluluk hissetme, madde kullanımına yönelme, depresyon, kaygı, öfke, vücut ağrıları, intihar düşüncesi, iş ve aile hayatındaki sorunlar da travma sonrası stres bozukluğunda ortaya çıkabilecek diğer belirtilerdir.
Travmanın yoğun ve uzun süreli yaşanması, çocukluk döneminde istismar vb. başka travmalar yaşamış olmak, anksiyete, depresyon gibi psikolojik sorunların olması, birden fazla travmatik olaya maruz kalma, aşırı alkol veya uyuşturucu kullanımı, kayıp yaşama, hatalı baş etme yöntemlerini kullanma ve sosyal desteğin az olması da travma sonrası stres bozukluğu için risk faktörü oluşturur.
Travma Sonrası Stres Bozukluğu Nasıl Tedavi Edilir?
Kişi travma sonrası stres bozukluğu durumunda mutlaka bir uzman desteği almalıdır. Çünkü travma sonrası stres bozukluğuna yönelik belirtiler akut stres bozukluğunda olduğu gibi kendiliğinden kısa sürede geçmez. Tedavi sürecinde psikoterapi yanında gerekli görüldüğünde psikiyatrist desteği ile ilaç kullanımı mevcuttur.
Tedavi sürecinde uzmanlar bilişsel davranışçı terapi ile maruz bırakma yöntemini kullanabilir. Danışanı travma sonrası stres bozukluğu hakkında bilgilendirir. EMDR yöntemi de travma sonrası stres bozukluğunda kullanılabilecek güçlü bir psikoterapi yaklaşımıdır.
Tüm bu tedavi yöntemlerinin yanında kişinin gevşeme ve nefes egzersizleri yapması ve sosyal desteği sağlaması da travma sonrası stres bozukluğunun aşılmasında büyük öneme sahiptir.