Filistin’in Gazze şehrinde Yahudilerin yaklaşık üç aya yakın bir zamandır uyguladıkları soykırım sebebiyle Gazze’nin, tüm Dünya Devletlerin perde arkasındaki görünmeyen yüzlerinin dışa yansımasına sebep olan Gazze, bir turnusol kağıdı görevi görerek tüm dünyaya göstermiş oldu.
Gazze; İslam Devletleri olarak bilinen devletlerin yönetimleri başta olmak üzere, diğer devletlerin, Gazze’de yaşanan bu soykırım karşısındaki tutum ve davranışlarının insani değerlerin nasıl toplumlardan toplumlara, milletlerden milletlere göre değişebileceğini bir kez daha göstermiş oldu.
Yazımızın başlığına turnusol kağıdı: Gazze olarak bırakmamın başlıca sebebi;
Gazze’deki yaşanan bu soykırımın karşısında devletlerin yaptıklarının ak ve karanın net bir şekilde ortaya çıkmasına,
Gizli hesapların aşikar olmasına vesile olmasına,
İman ve küfrün, Hak ve batılın saflarının net bir şekilde sınırlarının belli olmasına,
İslam devletleri olarak ifade edilen devletlerin yönetimlerinin Gazze’deki İsrail’in yaptığı soykırım karşısındaki tutum ve davranışlarının Müslüman halklar tarafından net bir şekilde görünmesine sebep olmasına,
Dünya milletlerinin bugüne kadar israilin Filistin’in birçok şehrinde (Kudüs, Gazze, El Halil, Ramallah, Nablus, Eriha, Beytullahim, Cenin, Tulkarim, Ravabi, Refah, Han Yunus, Salfit, Deyr El Balah,Beyt Hanun, Cibaliye, Beyt Lahya, Beit Jala, El Bireh, Ramla, Sebastia, Tubas) sistematik olarak yaptığı cinayetlerin Gazze’deki bu soykırım sebebiyle haberdar olması ve dünya milletlerinin binlerce çocuğun bombalar sonucu vücutlarının paramparça olmalarını görmeleri ve bu soykırım karşısında vicdanlarının seslerini eyleme geçmesine vesile olmasına,
Bugüne kadar Yahudi soykırımı olarak ifade edilen Holocost olayını, kendilerini dünyaya mazlum ve soykırıma uğramış bir millet olarak servis edilmelerinin perde arkasındaki gerçek yüzlerinin ortaya çıkmasına,
Gazze’deki soykırım altında kalan Müslümanların gerçek iman ve adanmışlığın, Peygamber Efendimiz’in (s.a.v) dönemindeki Ashabın dini yaşantısının tekrardan 21. yüzyılda görülmesine ve yaşanmasına vesile olmasına,
Gazze’deki yaşanan bu olaylar, tüm kapalı gözlerin açılmasına, sağır kulakların duymasına, körelmiş vicdanın dirilmesine neden olmasına,
Gazze’deki iman ile cihada kalkan müminlerin, teknolojik silah ve insan yönünden yetersiz olması ve İsrail’in her tür imkanlara sahip olmasına rağmen, Gazze’nin zafere ulaşıldığının zaman içerisinde görülmesine,
Yönetimde kalmak için gururlarını, inançlarını, milletlerini, değerlerini, imanlarına ihanet edenler ile inançları, milletleri, değerleri, imanları ve İslam için kendini feda edenleri birbirinden ayıran net bir sınır çizmesine vesile olmasına,
Gazze’deki yaşanan olaylar; tabiatın gayesinin, fıtratının Allah’ın izniyle nasıl değişeceğini 21.yüzyılda tüm dünyaya tekrardan gösterip ve şahit olmasına vesile olmasına,
Mesela;
Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.) Bedir Savaşında yaklaşık 313 Müslüman olması ve müşriklerin yaklaşık üç katı üç bine yakın bir müşrik askerleri ile savaşa iştirak etmeleri, Savaşın fıtratına bakıldığında asker ve savaş malzemeleri bakımından müşriklerin yenmesi gereken bir durum olması gerekirken lakin savaşı fıtratın tam tersi Müslümanların kazanmış olması, buradan Gazze mücahitlerine bakıldığında bu insanlar her türlü imkanlardan yoksun olmalarına rağmen, İsrail’in tüm teknoloji imkanlarının yanında Avrupa’daki tüm devletler başta olmak üzere ABD ve kendi koltuklarının kaybetmek istemeyen devlet adamlarının vermiş olduğu sınırsız destek karşısında İsrail’in Gazze binlerce ölü bırakarak savaşı kaybetmesi gibi bir durumun zaman içinde kendini göstermesine.
Yazıma son verirken şunu ifade etmek isterim. Gazze tüm dünyaya iman üzerinden bir turnusol kağıdı görevi yaparak Hak ve Batılın ne olduğunu bir kez dünyaya haykırmış oldu.
Bir sonraki yazıda buluşmak ümidiyle….