Aşırı harcamalardan kaçınan kişiye tutumlu denir. Çağımızda artan ekonomik masraflarda ise tutumluluk konusu ayrıca ele alınmalı ve önemsenmelidir. Fuzuli harcamalarla ilgili yaptığım araştırmalarda gereksiz çok şey için para harcadığımızı öğrendim. En basitinden evde ağız tadıyla her gün içebileceğimiz bir fincan kahveye dışarıda her gün fuzuli olarak para vermek akıl karı değil. Öte yandan artan fatura tutarlarımıza bakınca su, elektrik, doğalgaz kullanımlarımızı bir gözden geçirmemiz gerekebilir. Bunun için gelir giderlerimizin hesabını yaparak savruk mu yoksa tutumlu mu olduğumuzun farkına vararak doğru yolda harekete geçmek yerinde olacaktır.
Yaptığımız harcamalar yani giderlerimiz gelirlerimizi geçiyorsa ve kredi kartlarına mahkum yaşıyorsak bir yerlerde yanlış yapıyoruz demektir. Hem kolay bir yaşam için hem de israftan kaçınmak için giderlerimiz gelirlerimize uygun olmalıdır. Çok sevdiğim bir atasözü vardır. “Ayağını yorganına göre uzat.” der eskiler… Bu söz adeta bize bir uyarı mahiyetindedir. İsraftan ve fuzuli harcamalardan kaçınmalıyız. Zira israf haramdır. İçinde yaşadığımız çağ her ne kadar bizi bir tüketim çılgınlığına doğru götürse de aldanmamalıyız. Özellikle internet alışverişlerinin de artması ile indirim başlığı altında bize sunulan oyunlara kanmamalıyız. Müslüman olarak ve bilinçli bir birey olarak daima ihtiyacımız ölçüsünde harcamalar yapmalıyız. Hem ihtiyacımızdan fazlasını gereksiz harcamalarla değil de ihtiyaç sahibi kardeşlerimizle paylaşırsak çok daha güzel olmaz mı? Bugün zengin çok zengin, fakir de çok fakir olmaya başladıysa toplum olarak her birimizin kendimizi gözden geçirmesi gerekir. Bu noktada bir hadis-i şerifi hatırlatmakta fayda var. Unutmayalım ki, “Komşusu açken tok yatan bizden değildir.” (Hakim, Müstedrek, 4/183, no: 7307) Bu desturla hareket etmek gerekir.
Özetlemek gerekirse ekonomik olarak zor dönemlerden geçtiğimiz şu günlerde olumsuzluklara endekslenmek yerine elimizdeki nimetlerin değerini bilmeliyiz. Her halimiz için de şükretmeliyiz. Örneğin bir zam haberi duyunca markete gidip raftaki tüm yağları satın alıp stoklama mücadelesi vermek yerine ihtiyacımız kadar alıp diğer insanları da düşünmeliyiz. Zira inanıyorsak idrak etmemiz gereken bir hakikat var ki, “Allah rızka kefildir.” Öte yandan elbette marketlerde alışveriş yapanlardan önce market sahiplerine de çok iş düşüyor. Esnaf daima kâr amacından önce milletin yanında olmalı ve satışta hileye düşmemelidir. Millet olarak birlik beraberliğimizi ve adalet duygumuzu yitirmeden hareket edersek inşallah huzura kavuşuruz. Müslümanca ve kardeşçe yaşayalım. Yaşayalım ki hem israftan sakınalım hem de aç gözlülükten… Bizim rızkımıza kefil olduğunu söyleyen bir Rabbimiz var. Ne olursunuz telaşa ve gaflete kapılmayalım. Ayağımızı yorganımıza göre uzatalım. Muhakkak ki her zorlukla beraber bir kolaylık vardır bizleri bekleyen yeter ki inanalım.