İnsanı yeryüzünde en derinden etkileyen olay, beklentiye girmesidir. Bu hem pozitif hem de negatif olarak sonuçlar vermektedir.
Deseler ki dünyada kafası en rahat kişi kimdir? Kuşkusuz “dünyadan beklentisini en aza indiren” vereceğim cevaptır.
Bir sınava girdiğinizi düşünün: mülakat salonuna giriyorsunuz, içeride komisyonun sorduğu soruların hepsine çok güzel cevaplar veriyorsunuz, sohbet havasında bir mülakat geçiriyorsunuz. Sınavdan çıktığınız gibi sevinmeye başlayıp “bu iş tamamdır” düşüncesine kapılıyorsunuz. İşte ne oluyorsa o esnada oluyor. Sonuç açıklanıyor: “Başarısız, sıralamaya giremediniz.” Bu ekran, bir nevi hayal kırıklığı yaşamanıza sebebiyet doğuruyor. Hayal kırıklığına uğradığınız, gördüğünüz sonucun ne olduğu değil, aslında sizi hayal kırıklığına uğratan şey, sınavınızın iyi geçmesine rağmen başarısız olmanız ve sınav sonrası başaracağınıza dair kurduğunuz hayallerdir.
Bu şekilde nice örnekler vardır. Yeni evlenmiş çiftler, evliliklerini her türlü lüks ve kusursuzluğa dayalı olmasına özen gösterirler. Evlendiklerinde de hayatlarının kusursuz olacağına inanarak her şeyi evlilik öncesi ayarlarlar. Ama çoğu çiftimizde evlendikten sonra, evlilikten beklentilerinin istedikleri ve yaşadıklarıyla aynı olmadığını söylemlerine sıkça şahit oluruz. Oysa beklentidir. Hepsi beklenti. Evlilik herkesçe nasılsa, sizde de öyle olacaktır. Kusursuzluk yeryüzünde hiçbir şeyde yoktur. Her şeyde muhakkak bir kusur vardır.
Hayallerimiz olacak, yapmak istediklerimiz olacak; ama buna kader müsaade ederse olacağını unutmamak gerektiğini hatırlatmak isterim. Çünkü umduğumuz olmayınca, umulmayan sonuçlarla karşı karşıya kalacağımızı da hatırlatmak isterim.
Şunu yineleyin kendinize: “Evet, bir hayalim var; bir gün gerçekleştirmek için mücadele edeceğim. Ancak gerçekleşmese de benden bir şey eksilmeyeceğini de kendime söylemek istiyorum.” İşte, yukarıda yineleyeceğimiz sözleri tekrar edince emin olun ki, yaşayacağımız olaylardan olumsuz etkilenme durumumuz çok nadir olacaktır.
İnsanın dilinden çıkan sözcükler kaderi olur. Düşünce yapısı da hayattaki mutluluğunu belirler. Fıtrat üzerine hepimiz bir çıkar ve beklenti içine girmeye dayalı bir yapıda yaratılmışız. İnsan, beklentilerini ihtiyaçlarına göre belirlemediği için yaşamında her zaman eksik ve buruk olarak bir hayat yaşayacağını unutmamalıdır. Beklentimiz, ihtiyacımıza göre olmalıdır.
Mesela kalkıp bir gün örümcek adam olacağım mantığıyla ömür geçirirsek, en sonunda örümcek adama düşman olacağımızı unutmamak gerektiğini hatırlatmak istiyorum.
Neden mi? Çünkü insan, ihtiyaçlarına göre beklentiye girmediği içindir. “Ummak, çok derin bir ummandır. Yüzmek bilmeyen herkesi içinde boğar.”
Hayallerinizi umursayın, ancak hayallerinizden fazla umutlanmayın. Hayaller, kırıklıklara da gebedir.
Herkese beklentisi az bir hayat, hayalleri gerçekleşmiş bir ömür, umudu daima diri bir dünya diliyorum.