Unutmadım

Ahmet Aydın 988 Görüntüleme Yorum ekle
3 Dak. Okuma

“Erdem BAYAZIT Üstad Anısına”

Sevmek yeniden.
Hiç bitmeyen bir savaş gibi,
Kanlı, öfkeli, oldukça nefretle yoğrulmuş,
Üzerimizden sağanak sağanak martılar uçar gibi,
Daimi bir deveranla temizlendiğimiz,
Bir inançla kavuşturulmuş.

Adına şarkılar söylemek, yeniden.
Göğün açılması, bulutların ağlaması gibi,
Karabulutları dağıtması gibi ayın,
Sayısız yıldızın süslemesi,
Buharlaşması gibi gözyaşlarımızın,
Yeniden hayat bulması gibi papatyaların.

Koşarken, dururken ya da uzanırken,
Kalbimizin üstü açık kalmış,
Hissettiklerimizden ötürü ruhlarımız,
Ektiklerimizden ötürü dualarımız,.
Gözlediklerimizden ötürü kapılarımız

Evet, bir bozgun yaşadık biz,
Her şeye ayrılık dadandı, biliyorum.
Aşklar ki yaşanmamak için direniyorlar,
Aşıklar kavuşmayı tümden hatırlamıyorlar,
Beklemekler zaten hiç kalbe değmiyorlar,
Vuslat kalkmış kalplerden gibi,
Bekleyenler Mezopotamya’dan bir tarih gibi.

Aşkın ilk halini mi yaşamak istersin ey Sevgilim,
Cennet mekan bir kalpte kale suru olmak için mi?
Bu bir isyan, bu bir sevdanın anatomisi.

Durmadı geçti yokluğunda o vakitler,
Üzerimizden kimsesizlikler, sessizlikler, sensizlikler,
Soğuk bir kış gecesi, üşür bedevi yürekler,
Bir kalabalık gölgesinde büyüdü iniltiler,
Taa yakınlarda, dibimizde, yanımızda oynanan,
Seni kaybetmenin korkusunun tedirginliğidir birikenler,
Bir fırtına kopsa dudaklarından,
Yüreğim yanacak,
Yanacak kalbim yanacak bizi seven kalpler.

Ama sen uzaklardaydın ey Sevgilim,
Uzaklarda kalmıştık, uzaktık,
Aşkın ve nefretin çağlayarak,
Sözün berrak melodiler yaparak,
Gözlerinden yaşlar akıtarak,
Uzaktık, uzaklaşmıştık Sevdiğim.

Hani bir kitapta karşılaşmıştık,
Bakışlarıyla tonlarca yük kaldırıyordu,
Adı Milena mıydı neydi?

Trenlerin, garların, yabanların ve karanlıkların,
Sevdadan meftun kaldıkları,
Göklere yükselir parlar gibi,
Bir türlü dalamadığımız o mutluluk alemi,
Yıldızların suretinden ancak gördüğümüz o ebedi haz,
Bize bir nimetti aşklarımızdan.

Başını göğsüme koy sevgilim,
Göğsüm bozkır gibidir,
Fırat gibi, Dicle gibidir,
Tertemiz gökyüzü gibidir,
Hayata hayat olan toprak gibidir,
Çünki benim göğsüm Sevgilim,
Sensin.
Gönlüme gözlerinden damlar hayat,
Varlığın ki bulut gibidir,
Aşk gibidir,
Bazan güneş gibidir.

Unutmadım,
Sessizce inen,
Yağmur sesinde kaybolur gibi,
Sen anlatıyordun dalıp gider gibi,
Sessizce yağan yağmur gibi konuşuyordun,
Sen taze bir hayat gibi gelmiştin,
Unutmadım,
Yeni bir hayat getirmiştin,
Unutmadım.

Çıkıp gel bir sisli sabahtan,
Konuşalım,
Alemin sustuğu, uykuya daldığı,
Bir zamanda, sessiz ve sakin,
Kalbimden ruhuma gibi,
Önce yeryüzünü sonra gökyüzünü,
Önce geceyi sonra, sonra da gündüzü,
Bir kere daha yeniden boyayalım,
Seninle, varlığınla, aşkınla yeniden yazalım.

Bu İçeriği Paylaş
Yazan Ahmet Aydın
Bağlantılar:
Yazar
Yorum yap

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Exit mobile version