Divan edebiyatının kadim şehirlerinden olan Şanlıurfa, kutsal olan bereketli topraklarında sayısız yazar ve şair yetiştirmiştir. Gerek örfü gerek ahlaki yapısı gerekse büyülü havası ile adeta bir ilham beldesi olan Urfa, edebiyatın her döneminde şair ve yazar yetiştirip yazın dünyasına renk katmıştır.
Ne yazık ki bu istikrar son yıllarda tam aksi yönde tezahür etmiştir. Şair ve yazar yetiştirme kıtlığının yanı sıra, okumaya olan ilgi neredeyse yok denecek seviyededir. Türkiye’de kitap okuma oranlarında Şanlıurfa her zaman en son sırada yer almaktadır. Yazın dünyasına katkıda bulunan insanlar ise desteklenmemektedir. Özellikle Z Kuşağı olarak adlandırılan nesil, bu konulardan bihaber olarak yetiştirilmektedir. Büyük çoğunluğunun zaten okuma alışkanlığı bulunmamaktadır. Okuma alışkanlığı bulunan az sayıda genç ise sadece batılı yazarları okumaktadır. Yabancı yazarları okumak, eserlerini irdelemek elbette herkesin yapması gereken bir durumdur lakin kendi yazarlarını okumayan, memleketinde yetişmiş olan edebiyatçıları tanımayan bir nesil ne kültürüne bağlı kalabilir ne de örfüne. Yeni nesil, kendi topraklarında yetişen şair ve yazarları bile sadece bir okul adı ya da bir park adı olarak bilmektedirler.
Bağrımızda yetişmiş olan edebiyatçıları, onlara ithafen yapılan parklar ve okullarla yaşatamayız. Bir edebiyatçıyı ancak eserleri ile yaşatabiliriz. Eseri okunan edebiyatçı hâlâ yaşıyor demektir. Bunu sağlamanın yolu da genç nesile önce okuma alışkanlığını sağlamaktan, daha sonra da hemşerileri olan edebiyatçılar ile tanıştırmaktan geçer. Bu insanlar; Şair Nabi’yi, Şair Abdi’yi, Mehmet Akif İnan’ı, Abdulkadir Karahan’ı, Suut Kemal Yetkin’i, Zübeyir Yetik’i ve daha ismini sayamadığım nice Urfalı edebiyatçıları sadece bir kurum adı olarak biliyorlarsa bu ayıp hepimizin ayıbıdır.
Özellikle idareciler milyar liralar verip konuşmacı olarak dışarıdan yazarlar getireceğine neden Urfalı yazarlarına sahip çıkmazlar? Neden mevcut edebiyatçıları konuşmacı olarak ağırlamazlar? Neden vefat eden edebiyatçıların belgesellerini hazırlayıp tüm eğitim kurumlarındaki öğrencilere izletmezler?
Urfalı bir edebiyatçıyı Urfalı bir gence tanıtmayı, ünlü bir sanatçıya milyarlar verip konser düzenlemeye yeğlerim. Geçmişini tanımayan hiçbir insan kendisini bulamaz ve geçmişini bilmeyen insan asimile olmaya mahkûmdur.
Urfa’da doğup yetişmiş olan ve Urfa’dan asla kopamayan, 7 Güzel Adam’dan biri olan Mehmet Akif İnan’ı; Maraş, Urfa’dan daha fazla sahiplenip tanıtıyorsa bu ayıp da hepimizin ayıbıdır.
Neden Urfa’da da Maraş’ta olduğu gibi bir Edebiyat Müzesi açılmaz? Bağrında sayısızca edebiyatçı yetiştirmiş bir şehrin bu kıymetleri neden korunmaz? Neden gençler kitap okumaya ya da yazı yazmaya teşvik edilmez?
Şehrimizde yer alan kütüphanelerin sayısı asla yeterli değildir. Var olan kütüphaneler ise sadece öğrencilerin sınava hazırlık merkezi haline gelmiştir. Aslına bakacak olursak kütüphane ve kitapların var olması da yeterli değildir. İnsanlar, çeşitli etkinlik ve festivallerle okumaya teşvik edilmelidir. Yakın zamanda düzenlenen Kitap Fuarı bunun en güzel örneğidir. Gönül isterdi ki bu fuarda daha fazla Urfalı edebiyatçı yer alsın, vefat eden Urfalı edebiyatçılar da anılarak kitap satışından ziyade bir edebiyat şöleni olsun.
Tüm bu hususların sağlanması için gerek idareciler gerekse de vatandaşlar elinden geleni yapmalıdır. Bu bir sirkülasyondur okuma alışkanlığı hastalık gibi bulaşıcıdır. Herkes bir kişiyi teşvik ederse bu bir çığ gibi büyüyüp tüm şehre yayılır.