En masum halimle yargılarken beni,
Bir sürgüne gönderir gözlerin.
İtiraz etmeyecek artık isyanlarım, suskuna yatar yüreğim mapusta.
Ruhsuz bir bedenden bekleme.
Hadsiz ve çaresiz ümitler…
Olta atar aydınsız karanlık uzun koridorlarda.
Yine yokluğuna acıyan hislerim,
Boş kadehte bir damla suya ağlıyor.
Bir sigaranın izmariti ağır geliyor ellerime.
Seni yazarken, alevin en yalın halinde titriyorum.
Bu ruhsuz beden yorgunluğu unuttu.
Zamanın hırpaladığı düşler,
Bir dumanla ölüyor.
Kaç baharı daha geçirecek beton tutmuş yüreğin,
Kaç idam sehpası başında olacak celladım gülüşlerin,
Madem it ayağımın altından tabureyi,
Bin kez öldüğüm gözlerinden,
Bakarsam son kez en masum halimle,
Bir kelebek gibi konmak istesem de avuçlarına,
Vazgeçme!
Varlığında bile susmayan özlemime aldırma sakın.
Hangi tövbe kurtarır beni, sana olan sevdamdan?
Hangi tövbe kurtarır seni, benim Ah’ımdan?
İt ayağımın altındaki tabureyi.
Kurtar beni pas tutmuş iliklerimden.
Kurtar beni,
Bu dünya alemi ziyanından…
Vazgeçme
Şair
1 Yorum
Şiirlerinin gayet güzel okuyorum ve takip ediyorum ve de beğeniyorum