Vicdan Molası

Amine Çalışkan 73 Görüntüleme 1 Yorum
5 Dak. Okuma

Kişinin yürek aynası, yansıması, sorumluluğu, beden dilinin dışa vuruşu, iyilik, incelik, sevgi, saygı, acıma, vefa, merhamet gibi duyguların temeli, ahlaki değerlerin bilinçaltı kimliğine vicdanlı bir birey veya insan denir.

Vicdanlı İnsan

Vicdan, din, ırk, renk ayrımı olmaksızın kişinin sözü, özü kimliğidir. İnsan olmanın hallerine dair deruni bir tefekkürdür. Vicdanlı insanlar yaptığı iyiliği beklenti dahilinde yapmadıkları gibi bunun karşı taraftan bilinmesini istemezler.

Şartlar ne olursa olsun, kendi çıkarları ve huzurları için kalp kırmaz, sevgiyle çalarlar tüm kapıları. Benlik duyguları olmadan, kırmadan, dökmeden yüreğiyle birlikte hareket ederler. Akılları fıtratları gereği vicdanı savunur.

Adalet, dürüstlük ile yola çıkarlar; yolun sonu veya meşakkatli oluşuna bakmaksızın sorumluluk bilinciyle sabırla, saygıyla yürürler. Yolun yarısına gelince “ben yoruldum” naraları atmazlar, insan olduğu için adalet ve hoşgörü bilinciyle yaklaşır, çözüm odaklı, yapıcı ve ayrımcılık yapmadan, statü, hata, kusur aramazlar, varsa da bunu nasıl düzeltiriz ilkelerine göre yaşarlar.

Vicdansız İnsan

Sürekli şikayet eder, ben merkezli, takdir, övgü bekler. Kırmaktan, üzmekten, haksızlıktan korkmazlar. Yeter ki onlar huzurlu olsun, vicdansızlık çatısı kurarlar. Ne acıdır ki kendilerini haklı ve adaletli görürler.

Vicdansız insanlar başkasının derdini dinlerken zerre üzülmez, hatta akıl verirler, çözümü kendi vicdanına uygun biçimde. Dost, arkadaş sıfatına koydukları insanları tek hamlede siler, bunun adına vicdan derler. Sabırsız, kaba, kırıcı olurlar ki buna da dik duruş derler.

Kıskanç ve hep haklı olurlar. Sevmeleri, vedaları, ihanetleri çok basit; kendi rotalarına göre olur. Hep haklı, hep kusursuz ve iyilik yaptıkça fazlası zarar derler. Akıl hocası gibi akıl verirken sonuç değişmez. “Banane, sanane, maalesef, elimden gelen budur” sözlerini çok kullanırlar.

Özür dileme, teşekkür etmeyi gurur meselesi yapar, saygı ve sevgiyi üstün gördükleri kişilere layık görürler. Kendi hayatlarına zarar gelmesin diye acımadan “ben” diye çığlıklar atar yürekleri. Akılları hep üstün, yürekleri hep esirdir.

Dünya sadece onlara bahşedilen bir bahçe gibi sabırsızca, zerre kendilerine dokunmadan tüm kapıları kapatır, o nefret ektikleri bahçeleri kendi istedikleri karakterleri alır.

Vicdan ve Özveri

İnsan fıtratı gereği vicdanlı doğar, sadece İslam ahlakı değil, tüm dinlerde değişmez bir duygu biçimi olarak kalb eden yerini alır. Yaradan’dan ötürü, yaradılanı sevme bir insana verilen en değerli temel ölçüdür.

İnsan empati yapmalı, gül veya kaktüs; ikisinin de çiçek olduğunu bilerek sabır ve özveri ile hareket ederse, ikisinin de yüreğine tebessüm ettiğini görebilmelidir. Kaktüs dikenli diye kimse tutamaz ama bugün baktığımızda, sayısız meyve veren çeşidi vardır.

Kâinat üzerinde yaratılan hiçbir şey boşuna değildir, iyi insan öğüt, kötü insan tecrübe ve derstir. Gül ile kaktüs gibi dokunmadan, saygı duymadan bilinmez. Vicdanlı ve özverili insanlar her daim insan olmanın görevini bilir, bunu toplum ve çevrelerine fayda sağlamak için yaparlar çünkü vicdan hep baskındır; ölçüleri, terazileri altın değil, tenekeyi bile değerini bilerek tartar, nasıl daha faydalı olur bilinciyle hareket eder, gerekirse kendi hayatlarından fedakârlık yaparlar.

Ve gerekirse o teneke altına dönüşür.

“Fikri Cevher Olanın, Zikri Cevahirde İşlenir.”

Kendi hayatından memnun olmayan insan zaten kimseyi memnun edemez. Böyle kişiler dokundukça, tebessüme dair oldukça huzur bulurlar, işte bunun adı özverili vicdan.

Vicdan Molası Muhasebesi

Merhamet ve vicdan birbirine benzer ama vicdan tamamen kişinin özüdür, yaşam tarzıdır. Hayatın gelgitli, arafta kalmış yanlarını, keşkeleri, vedaları, dargınlıkları, üstün olma çabaları… Ah, vicdan ne zor işmiş değil mi?

Yalansız, karşılıksız, değer verdiğimiz veya sevdiğiniz, ertelediğiniz neyse, koşun. Vicdansız bir insansanız gece uyuyamaz, sürekli omuzlarınıza ağır gelen yükleriniz olur. Bırakın gururu, bırakın yarını, beklentiyi, varsayımları; vicdanınız ne diyorsa onu yapın.

İnanın, vicdanınızı sevgiyle beslerseniz size gül kokusunda bir hayat sunar. Neden mi? Vicdan azabı ağırdır ki dünyayı zindan eder size, ve eğer azap çekiyorsanız, siz çok güzel bir insansınız.

Herkes güzel, herkes değerli; bir kalbin katili olmayın. Çözümsüz konular, halı altına saklanmış özlemler, dönüşü olmayan yollar bırakmayın. Sonuna kadar yürüyün, vicdanınız size merhaba diyene kadar.

Dünya üç günlük bir misafirhane; geri dönüşü olmayan bir yolculuk öncesi, sonrası cennet veya cehennem… Bunu belirleyen insanoğlu.

Sevin, sevilin, haykırın; bırakın eksik kalsın bazı şeyler ama vicdanınız rahat olsun. Çözümlemeye çalışın her düğümü, inanın kördüğüm bile çözülür.

Vicdanınız kadar hayat, kalbiniz kadar sevgi dilerim. Yolunuz gül renginde, gül kokusunda olsun her daim. Hoşça kalın.

Bu İçeriği Paylaş
Bağlantılar:
Yazar
1 Yorum
  • Kıymetli Amine Çalışkan hocam merhamet ve vicdan yüreğinizde gül kokusuyla hep var olsun iyiki varsınız hocam

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Exit mobile version