Dünyanın en güçlü insanı, en fazla yalnız kalabilendir… (Henrik Ibsen)
Anlaşılamadığın bir dünyada yalnızlığa mahkûmsun.
Çünkü her kesin algıları yorumlaması bir tek yaşadığı deneyimler değil, hem de oluşturduğu karakter ve tercihler de etki etmiş oluyor. Konu ve eylemlere bu şekilde yaklaştığımızda her kes yalnızdır aslında. Yani herkesin hayat deneyiminde en az bir tane bile yalnız kaldığı konu veya yaklaşım vardır. Bahsettiğim bu yalnızlık genel olarak çoğu kişinin rastlaya bileceği yalnızlık türüdür.
Saygı, iyilik, anlamak ve anlaşmayı isteriz. Ve bu oranı hiç bir zaman tutturamayız Yani verdiğimiz sevgi, saygı ve sairi aynı oranda geri alamayız. Bu açıdan her zaman yalnızız. En çok çektiğimiz yalnızlık ise anlamak ve anlaşılmak konusundadır. Çünkü anlattığınız nesneyi karşınızdaki kendi algısına göre anlar, siz de o şekilde kendi algınıza göre anlatır ve anlarsınız. Bu döngü her zaman böyle devam eder. Hiç kimsenin hiç bir zaman her şeyi her kes gibi anlamasına inanmayanlardanım. Çünkü önceki yazılarımda da bahsettiğim gibi beynimiz kısıtlı ve her şeyi kendi deneyimleri üzerinden yorumluyor. Bundan başka aynı durumlara hepimiz kendi yaşam tecrübelerimizden dolayı farklı tepkiler vermekteyiz.
Bir de çok az anlaşılan yalnızlığı paylaşan insanlar vardır. Bu yalnızlığı deneyimleyen insanlar genelde olaylara şablon olmayan, farklı ve kendilerine has fikir ve düşüncelere sahip olanlar oluyor. Böyle insanların bu tür yalnızlığı paylaşa bilecekleri insanlar da azınlıklarda. Bu insanların yalnız kalmalarının bir diğer sebebi yaklaşımlarında çözüm odaklı olmalarıdır. Çözümleri genelde daha uygulaması kolay ve verimli olur. Sürekli araştırma, geliştirme, arayış peşinde olurlar. En çok da dünyayı pozitif istikamette değiştiren insanlar olurlar. Böyle yalnızlıkların kalabalıklara dönüşme ihtimali her kesin hayatına olumlu etken yarata bilmesi kesindir. Bu, aslında herkes için en güzel yalnızlık olduğunu diyebilirim. Çünkü karşınızdaki kişinin yalnız kaldığı konuyu anlayamasanız bile, işin sonunda çözüm vardır, fayda vardır, verimli sonuç vardır. Mesela; çoğu kişi ampulün hangi etkenler sonucunda çalıştığını bilmez, hatta ilgilenmez, ama hiç kimse ampulden vazgeçmez. Çünkü etrafı aydınlatıyor. Bu şekilde fayda üretmiş oluyor… 🙂
Biz zaten her zaman yalnızız, çünkü bir kere bizden aynısı hiç bir zaman olmadı ve olmayacak. Tekiz. Ondandır ki mezara bile yalnız gideriz…
Lakin bazen yalnızlığın da tadını çıkarmak gerekir. Kendini sevmekle, kendine iyi davranmakla, kendine sevdiğin bir şeyi hediye etmekle. Hatta size hediye edilmesini en çok istediğiniz eşyayı kendinize hediye ederek kendinizi mutlu ede bilirsiniz. Her şey bazen bu kadar basit olabiliyor… 🙂