Yalnızlık nedir bilir misin? Ben bilirim! Yalnızlık, boynunu öksüz ve yetim kalmışçasına eğip kendi omuzuna yaslamaktır, desem bana hak verir misin? Bir başına her kaldığında aklına hep yaslanabileceğin bir omzun olduğu gelsin. Hangi omuz ya da kimin omzu diye merak etmene gerek yok. Tabi ki kendi omzun. Kırılan her şey kendi gövdesinden medet umar, kendi gövdesine yaslanır ta ki ait olduğu yerden kopup toprağa düşene kadar. Üzülenler teselli için bir omuz arar ne var ki o üzgün başın son çıkıştan önceki durağı yine kendi omzudur. Başarmak için, mutlu olmak için çok şeye ihtiyacın yok aslında. Üzülünce ya da umutsuzluğa düşünce sağında ve solunda seni teselli edecek iki omzun olduğunu unutma. Hayatın meşakkatli yamaçlarında yorulmuş kafanı bir anne şefkatiyle bekleyen omzuma bırakıver. Sonra ister ağla ister dertlerini anlatıp içini dök. Ta ki uyuyakalana kadar. Omzun sana tüm imkânları sağlar…
Yalnızlık nedir bilir misin? Ben bilirim! Yalnızlık, sayamayacağın kadar bir kalabalıkta binlerce ses duyup sesini duyuramamak ya da görüp görmezden gelinmektir, desem bana hak verir misin? Karşı koltukta sıra sıra insanlar otururken yanlarına oturup omzunu yaslayamadığında bir çift omuz aklına gelsin. Tabi ki kendi omzun. Karanlıkta kalmış herkes küçük bir mum ışığından imdat bekler, ateş böceği odanın bir ucundan diğer ucuna volta atsın istersin, fakat kafasına yorgan çekmişçesine zindanda kalmış mahkûma döner ta ki güneş doğana kadar. Her karanlık bir teselliye muhtaçtır. Onun hayat emaresi omzuna değen güneşe muhtaçtır. Fark ettin değil mi? Yine adres kendi omuzundur.
Yalnızlık nedir bilir misin? Ben bilirim! Yalnızlık, Ağustos ayında hülyaya dalıp kar yağacak diye gökyüzüne bakmaktır hem de kırmızı kar yağacak diye aylarca beklemektir desem, bana hak verir misin? Pembe panjurlu bir evde simsiyah kâbuslar görmek gibi bir şeydir yalnızlık. Dört duvar arasında duvar saatinin saniyelerinin ilerlerken çıkardığı seste umut aramaktır, yalnızlık. Bahçeden koparttığın gülün dikenlerini temizleyip vuslat günü narin ellerine tiken batmasın diye bir başına ince düşünmektir, yalnızlık. Bak son bir örnek vereyim. Yalnızlık evin avlusunda biriken kar örtüsündeki kristallerde onu aramak, yanan yüreğini söndürmek için avuç avuç kar yudumlamaktır, desem bana hak verir misin?
