Yalnızlık Senfonisi

Osman Aydoğdu 229 Görüntüleme Yorum ekle
2 Dak. Okuma

“Yağmurdan ıslanan bakışları hüzün doluydu. Uzundur bu şekilde kederle dolmamıştı otuz altı yıldır atan yüreği. Muazzam bir hissizlik yaşıyordu şu an. Ne yağmurdan kaçıp saklanmaya ne de bir adım atacak takati vardı. Olduğu yerde öylece dikiliyordu.

Karanlığın çökmesiyle ortaya bir bir çıkan ışıklar gözlerini almaya başlamıştı. Neydi onu bu denli karamsar yapan? Kimsesizliği mi? Adının bir yerlerde hatırlanmıyor bile oluşu mu? Yaş aldıkça daha da değersizleşen varlığı mı?

Belki de hepsiydi ama hiçbiri umurunda değildi aslında. Tüm bu hissiyatlarının getirdiği, gitgide daha da çoğalan, kocaman yalnızlığıydı…”

Anlatılan karakterin duyguları kısaca böyleydi. Karakter üzerinden yalnızlığı betimlemeye çalıştım. Şimdi de biraz yalnızlık üzerine konuşalım mı?

Ne tuhaf bir şey değil mi, milyarlarca insan arasında yalnız kalabilmeyi başarabilmek? Ustalık ister, üstün bir maharet gerektirir aslında.

Mesela yalnızlığın kocamanı olur mu? Veya farklı bir biçimi? Tabii ki olabilir. Kocamanı da olur, küçüğü de olur. Bütün mesele, içinde bulunduğu yalnızlıktan olabildiğince hızlı bir şekilde uzaklaşabilmeyi isteyip, kalabalık bir yaşam sürmeyi tercih etmek.

Sahi, herkes bazı zamanlarında yalnız değil midir hayatta? Bir insanın yalnız olmaması için illa ki yanında belli bir sayıda insan mı olmalıdır? Şüphesiz hayır! İnsan, bal gibi onca kalabalığın içinde de yalnız kalabilir.

Aslında yalnızlık bir isteme halidir. Kendin istediğin için yalnızsındır. Hatta yalnızlığı sevdiğin için kimsenin suçu yok mudur? Yalnızlık sadece bir seçim meselesi midir? Bence hayır! Gelin bunu da biraz irdeleyelim.

Nefret eder kendinden bile insan mütemadiyen. İşlediği bir günah veya yaptığı bir kötülük bile buna sebep olabilir. İyi bir insan olabilmek için savaşırsın da yaptığın bir yanlış tüm doğrularını bir anda götürür, değer bilmezler tarafından! Dersin ki böyle anlarda ‘boşuna çabalıyorsun, uğraşma.’ Sonra iyilik yapıp kötü olmaktansa kendini çekip yalnız kalmayı yeğlersin. Aslında mecburen seçersin.

Velhasıl;

Tek başına kötülüğe karşı direnmek ne kadar da zor! Sizin gibi iyi olmaya çalışan, kötülüklerle savaşan insanlara denk gelesiniz. Yoksa işimiz hem zor hem de yalnızlaşmaya mahkumuz maalesef.

Bu İçeriği Paylaş
Bağlantılar:
Yazar
Yorum yap

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Exit mobile version