Daha geçen gün yaşadığımız ara transfer gösterdi ki; futbolda hiçbir şey iyi gitmiyor..! Neden ve nasılları şöyle sıralayabiliriz…
Öncelikle, kısa lig arası ve ara transfer dönemi son yıllarda hiç böylesine sönük ve heyecansız geçmemişti. Kısır döngü gibi.!! Gidenler geri dönüyor. Gönderilenler geri alınıyor… Tabii ki bunda en büyük etken, kulüplerin bozuk ekonomileri. Oysa daha bu günler iyi günler..!
Kulüplerin bankalarla yapmış oldukları 5+2 yıllık geri ödeme planlarındaki, ödemesiz geçirilen iki yıla rağmen…
Yakın zamanda bankalarla yapılan finansal rahatlamanın geri dönüşleri başlamak zorunda. Daha şimdiden dört büyükler başta olmak üzere yeni bir rahatlamaya yol açacak düzenleme için devlet kapısında çadırı kurmaya başladılar bile. Ne güzel iş değil mi ?
Sıradan bir işletmeci onların borcunun binde biri kadar borçlu olsa, değil plan program yapmak, karşılarına alıp kredi konusunda iki çift laf bile ettirmezlerken, milyonları iç edip koltuğu bırakanlar ve onların peşinden gidip yönetime talip olanlar, devlet desteği ile kredi bulabiliyorlar.
Batık olan iş yerine kim sahip çıkar.!? Kimse, dediğinizi duyar gibiyim.. Ama, altından kalkınmaz kadar borçlu kulüpler, çok kolay başkan ve yönetim kurulu bulabiliyor. Bu nasıl iş, bu ne cesaret? Onlara bu cesareti veren, renk tutkuları mı? Spor aşkı mı? Futbol sevdası mı? Yoksa, taraftarı mutlu etme çabası mı? Bence hiç biri… İçlerinde bir elin parmaklarını geçmeyecek sayıda iyi niyetliler olabilir ama; düşenin üstüne basarak kendini yukarı çekmeye çalışan yönetici sayısı, saymakla bitmez.. Daha vahimi; hemen hemen hiç birisinin, meşin yuvarlak ile teması ve teşviki mesaisi de yoktur. Herkes kendi işini layıkı ile yapsa, doğrunun arkasına takılsa, bana ne deyip, kötülere ve yanlış işlere gözlerini ve gönlünü kapatmasa bu işler böyle olmazdı..
Risk gittikçe büyüyor..!! Önümüzde, yayıncı kuruluş ihalesi var. Hepsinin umudu milyarları bu sektöre harcamayı göze alabilecek bir babayiğit kurumda olacak. Ama ortada futbol yok ki..!! Türk futbolu, şampiyonun haftalar öncesinden belli olduğu bir lige şahit olurken, ligi domine eden 3 büyüklerin, ne kadar küçüldüğüne de şahit oluyoruz..
Anadolu takımlarımızın yukarılarda olması hepimizi mutlu ediyor elbette, ama onların bu yükselişleri çok iyi olduklarından değil..! Bütün bunlara bir de gelecek sezon yerli oyuncu sayısının bir fazla olacak olması da, takımları kaliteli yerli oyuncu bulmaya iterken, yöneticiler eski göz ağrılarına yönelerek, kiminin eski takım duygusunu sömürerek,kimini de ucuz olduğu ve kolay kontrat yapılmasından tercih ettiklerini gözlemliyoruz. Ama, kulüplerinin geleceği, altyapı için hiçbir plan proje üretmemek konusunda da yarışmaktan geri kalmıyorlar. Kendilerine, zerre kadar katkı sağlamayacağını bile bile, bir milyon avro da olsa verdikleri futbolcu yerine çıkıp bir açıklama yaparak; “Biz geleceği olmayan, katkısından şüphelendiğimiz oyunculara vereceğimiz parayı bundan böyle altyapıya harcayıp senede bir iki oyuncu kazanmayı hedefliyoruz” deseler… Birisi çıkıp, “Olmaz öyle şey, 4-5 olsun, yoksa gereksiz” (!) mi diyecek? Kocaman bir “Hayır.”
Teknik adam konularında yaptıkları hatalar da cabası.. Endüstriyel spor pastasının, en büyük dilimi futbol küçülürse, Türk insanının, ne kadar zorluklar olsa da, kafasını boşalttığı, deşarj olduğu sevdaları da ölmüş olur..!!
Yapmayın…
Saygılarımla.
Hocam !
Televizyonda yorum yapanlar, bu konulara böyle bakmıyor. Kim gelmiş, kim gitmiş ona bakıyor. Konuyu bu kadar derin analiz yapan sizin gibi kaç yazar var ?
Maalesef öyle, ama birileri de benim gibi dile getirirse o kişiler azalarak yok olur ve Türk Futbolu kaos’lardan kurtulur.
Yorumunuz için teşekkür ediyorum.
Selam sevgiler Ahmet bey.