Ön yargı, kişinin bilmeden yaşanan hadiseye veya kişiyi tanımadan peşin karara varmasıdır.
Ön yargı, kişinin sevgi, nefret, düşmanlık gibi duygularına kör bakışı, sığ düşünce.
Ön yargı, kişiler arası suizanın aynasıdır.
Ön yargı kaybetmeye mahkum bir durumdur.
Kişilik zayıflığı, sabırsızlık ve özgüven eksikliği…
“Kusurlu bir kişilik”
Sürekli olayları ve insanları abartma şekli, bir ortamın içine girmeden kesin biliyor ve kendinden emin kötü düşünceler, olumsuz bir tutumun vücut bulmuş halidir ön yargı.
Aslında olayın ciddi boyutu bazen takıntı haline gelmesidir. Kesinlikle bir danışandan destek alınmalı. Çok güzelliği kaybeder insan farkında olmadan.
Zihnen çok yorucudur.
Bir ressamın enfes bir manzara çizmesinin ardından, resimden anlamayan birinin bir fırça darbesi ile manzarayı başkalaştırması gibidir.
Bir dilenci görürsünüz zengin mi, fakir mi dersiniz, siz kendi insanlığınıza yakışanı yapmayı unutursunuz, kim bilir gerçekten ihtiyacı var yadıma.
Yaşlı bir insanın sevgiye muhtaçlığı vardır, elinizi uzatmadan, iki tatlı kelâm etmeden geçersiniz yanından, ön yargılı bakarsınız, kimsesiz görmezsiniz, aslında bu toplumda yaşlılar berekettir, baş tacıdır.
Egonun yüksek olduğu bireylerde kısır bir döngüdür ön yargı. Hırs, yarış buna dahil.
Milletler, ülkeler arası bile vardır. Din, ırk renk, lisan ayrımı gibi. Bunlar da birer ön yargı.
Güle dokunmadan eliniz gül kokmaz, dinlemeden yüreği, yürekçe ne demek bilemezsiniz. Gerçekleri bilmeden, doğruyu savunamazsınız.
Çay demini almadan çiğdir. Önce demlemeli insan, dilini yüreğini, lisanını.
Arınmış duygular safiyane, gel demeli, buyur etmeli, tokmağı çalmadan kapının ardını göremezsiniz.
Ağacın gölgesinde oturup, sonbaharda yaprak döktü diye veryansın edilmez.
Bu yapar tahminim demek kadar saçma bir söz yoktur. Tecrübelerime dayanarak söylüyorum, tecrübeler bitmez, öğrenmek, ilim ve anlamak ummani bir yolculuktur.
Kendi hayatınızda yaşadığınız olumsuzlukların bedeli ön yargı olamaz, olmamalı.
Renkleri görmeden, bu renk kapkara denilmez. İnsan, insanın aynasıdır. Yolu yürümeden, yolcuyu tanımadan yol bozuk nidası atılmaz.
Elmanın içi çürük görebiliyor musunuz, ama alıyorsunuz ve açınca görüyorsunuz, hadi elmayla münakaşa edelim neden çürüksün diye. Ön yargı işte böyle bir şey tutumların en sinsisi.
Ve hayatınızı olumsuz etkiler, yarın sınavım var kesin düşük not alırım, bu elbise bana yakışmaz, veya o insanla konuşamam benim lisanımı bilmez, zaten kendini beğenmişin biri, peki sebep?
İyiyi çağırmak, hissetmek mutlu etmez mi? Belki dünyanın en iyi dostu olacak karşınızdaki insan.
Yargısız infaz işte bu konu, hakim kim, savcı kim, suçlu kim?
Bırakın ön yargıları, çözün yüreğinizdeki ters kelepçeleri, dinleyin, öğrenin, şans verin önce kendinize, sonra size şans olacak insanlara.
Yolunuz gül renginde, gül kokusunda olsun her daim, sevgilerimle.
Okumaktan keyif aldığım harika bir yazı. Tebrik ediyorum 👏👏👏👏👏