Yas; sevdiğimiz, bizim için önemli ve değerli olan bir kişinin kaybıdır. Ölüm durumunun yanında bir yerden bir diğer yere göç etmek, uzun süre emek verilen bir ilişkinin bitmesi, boşanma gibi durumlar da kişinin yas tepkisi vermesine neden olabilir.
Kaybedilen kişiyle olan yakınlık derecesi ve onunla kurulan duygusal bağ, ölüm şekli gibi faktörler, yasın şiddetine etki eden durumlardır.
Yas sürecinde; mide bulantısı, kusma, çarpıntı, göğüs ağrısı, baş dönmesi, nefes darlığı, yorgunluk gibi fiziksel belirtiler; öfke, üzüntü, ölümü inkar etme, endişe, önceden zevk aldığı şeylere artık ilgi duymama, geleceğe dair karamsar hissetme, çaresizlik, suçluluk gibi duygusal belirtiler; yoğun olarak ölümü ve ölen kişiyi düşünme, konsantrasyon bozukluğu, hafıza sorunları, kendini suçlama gibi bilişsel belirtiler; insanlardan uzaklaşma, ölen kişinin eşyalarıyla aşırı ilgilenme veya bunlardan uzak durma, sık sık mezara gitme veya mezara gitmekten kaçınma, aşırı hareketlilik veya durgunluk gibi davranışsal belirtiler görülebilir.
Yas Süreci Evreleri
Yas süreci 4 evreden oluşur:
1. Evre: Bu evrede kişi şok halindedir ve çoğunlukla ölümün gerçekleştiğini kabullenemez. Bu süreç birkaç saat ile birkaç hafta arası devam eder. Ancak ani kayıplarda daha da uzayabilir. Kişi genelde tepkisiz ve donuktur.
2. Evre: Bu evrede kişi öfke duygusu hissedebilir ve ölümle ilgili konularla meşgul olur. “Keşke kendiyle daha fazla ilgilenseydi” , ”Keşke doktora gitseydi.” gibi düşünceleri aklına getirir. Ölen kişiye duyulan özlem daha yoğun hissedilir. Üzüntü ve ağlama görülür.
3. Evre: Kişi artık ölen kişinin geri gelmeyeceğini kabullenmiştir. Çaresizlik, yorgunluk, halsizlik gibi durumlar yaşanabilir. Daha önce ilgi duyduğu şeylerden zevk almama görülebilir.
4. Evre: Ölümün kabullenilmesiyle birlikte zamanla üzüntü ve çaresizlik duygularında azalma görülür. Kişi geleceğe dönük hedefler kurabilir ve yavaş yavaş kayıptan önceki haline dönmeye başlar.
Tüm bu evreler, sağlıklı bir yas süreci geçirildiğini gösterir. Ancak yas sürecinin uzaması durumlarında mutlaka bir uzman desteği alınmalıdır.
Yas Sürecinde Neler Yapılabilir?
- Bazı kişiler ağlamanın ve üzülmenin güçsüzlük göstergesi olduğunu düşünür; ancak bu son derece yanlış bir düşüncedir. Kayıp sonrası üzülmek ve çaresiz hissetmek gayet doğal ve insani bir durumdur. Bu sebeple yas evresinde duygular mutlaka yaşanmalı ve bir şey olmamış gibi davranılmamalıdır. Çünkü bastırılan ve ifade edilmemiş duygu ve düşünceler ileride bedensel veya psikolojik bazı problemlere sebep olabilir.
- Bu süreçte size destek olmak isteyen kişilere kızabilirsiniz, belki de konuşmanın bir işe yaramayacağını düşünebilirsiniz. Ancak yas gibi zorlayıcı bir evrede sosyal destek kaynaklarından mutlaka yararlanılmalıdır. Yakınlarınız belki size bir mucize yaratmayacak ama o anda sizin yanınızda olmaları bile iyileşme sürecine bir adım daha yaklaşmanızı sağlayacaktır. Bu nedenle yakın çevre ve arkadaşlara ölüme ve yasa yönelik duygu ve düşünceler ifade edilmeli ve sosyal çevreden bu anlamda destek alınmalıdır.
- Kaybedilen kişinin odası ve eşyaları aynı şekilde bırakılmamalıdır; çünkü bu durum ölümün kabullenilmesini güçleştirebilir. Bu sebeple vefat eden kişinin birkaç parça eşyası hatıra olarak saklanarak geriye kalan eşyaları ihtiyaç sahibi kişilere verilebilir.
- Kayıp yaşayan kişi, hayatında hiçbir şeyin güzel gitmediğini ve gitmeyeceğini düşünebilir. Bu normal bir durumdur. Ancak bu duygunun uzun süre yaşanması psikolojik açıdan zorlayıcı olacaktır. Kaybın ardından sağlıklı bir şekilde yasın yaşanarak belli bir süre sonra hayata daha geniş pencereden bakılması ve geleceğe dönük olumlu bakış açısının yeniden sağlanması doğru olacaktır.
- Kayıp sonrası kişiler fiziksel anlamda da kendini ihmal edebilir. Yemek yeme, uyuma, öz bakım gibi davranışlar aksayabilir. Ancak bu durum, ölüm sonrası acıyı hafifletmeyecektir. Kişinin yas sürecini sağlıklı şekilde atlatabilmesi için fiziksel ve psikolojik ihtiyaçlarını göz ardı etmemesi gerekir.
- Bazı kişiler yas gibi zorlayıcı süreçlerden çıkabilmek için alkol, sigara, uyuşturucu gibi maddeler kullanmaya yönelebilir. Bu gibi davranışlar kişiye sadece geçici süreli rahatlık hissi verebilir. Günlük yaşamda dahi kullanılmaması gereken bu tür maddelerden yas sürecinde kesinlikle kaçınılmalıdır.
- Sevilen kişinin kaybının ardından birey,suçluluk duygusuna kapılabilir. Bir şeyler yapsaydı ölen kişinin şu an hayatta olabileceği düşüncesi içinde olabilir. Ancak insan olarak hayatta var olan her şeyi değiştirebilme ve bazı durumlara hükmedebilme gücümüzün olmadığı kabullenilmelidir. Hayatın akışının bazen çok çaba harcasak bile değişmediğinin bilincinde olunmalıdır.
İnsanın hayatta değer verdiği ve sevdiği kişiyi kaybetmesi oldukça acı ve unutulmayacak bir durumdur. Aslında bu durumu her hatırladığında insan, tekrar canı yanar. Ancak bir taraftan da hayat akmaya devam ediyor. Kayıp sonrası sağlıklı olarak yaşanan yas, hayatın canlı tarafına dönmeyi kolaylaştıracaktır. Bu süreçte kişinin içindeki acıyı olgunlaştırıp dışarıya aktarması, duygu ve düşüncelerini ifade etmesi, hayata dönmesine katkı sağlayacaktır.