Yenilmek

Adem Tanışman 1.1b Görüntüleme Yorum ekle
4 Dak. Okuma

Gençlere…

Hep geleceğe odaklanırız, büyümeğe. Adım atmaya başladığımız günden başlayarak, hep hayaller ve umutlarla yetiştiriliriz.

Daha hiçbir şey bilmeden öğretmenler girer hayatımıza, kimisini çok sevdiğimiz ve kimisini daha çok sevdiğimiz öğretmenler… Bu süreci çok anlamasak da nasıl geçtiğini, aslında bir ömür sürer. Çünkü öğrendiğimiz her bilgiyi, bir ömür boyu kullanırız.

Her sabahın erken saatinde kalkar ve öğrenmeye yol alırız, bize ekmek kapısı olacak, bizi meslek sahibi edecek bilgilere…

Herksin aklında en sevdiği meslekler, iş ortamları, başarılar vardır… Adım attıkça yeni hayaller ve yeni umutlar barındırır bünyesinde.

Kimileri biraz erken yenilir hayata ve erken son bulur umutları. Daha yolun yarısına gelmeden biter kurduğu bütün hayaller ve hayatın zorlu şartlarına teslim olur. Kimileri hiç hayal bile kurmaz bu yolda, kendi istifa eder onun için kurulan hayallere ve kendisini başka aleme teslim eder. Kimileri de olduğundan daha çok şanslıdır ve hayallerinin de ötesini yaşar.

Ama illa bir yerde herkes yenilir hayata…

Öğrenmeye başladığın günden beri, bir amacın, hayalin ve umudun vardır. Bir sonraki gün daha çok yaklaştığını sandığın, çektiğin sıkıntıların, zorlu bilgi depolamanın, sabah erken kalkmanın, mecburi gitmek zorunda kaldığın okulunun bitip, her şeyin güllük gülistanlık olduğuna inandığın iş hayatının başlamasına…

Ve sırasıyla okul hayatın biter. Bir eylül sabahının, yeniden okulun senin için başlamayacağı güne gözlerini açtığında, işte o zaman kurduğun bütün hayallerin, barındırdığın bütün umutların aslında öyle kolay olmadığını anlar ve yenilmeye başlarsın hayata…

Koca bir okul serüvenin bitmiştir ama, ne hayal ettiğin meslek seni beklemiyordur, ya da okuduğun meslek senin için hayallerini gerçekleştirmiyordur. Büyük bir hayal kırıklığı ile yola devam etmek zorundasındır.

Tabi bunun yanında daha şanslı, evet şanslı olduğunu düşündüğüm öğrenciler de istediği meslekleri ya da hayallerini gerçekleştirmek için mecburi okuduğu mesleklerinin başına geçmiştir. Ama, bunların hayal ettiği mesleğin de o kadar kolay yaşanılır olmadığı gerçeğine de varmışlardır.

Hayatın tam da bu kısmında yenilmek…

Her insanın bir fıtratı vardır. Her insanın huzur kaynağı başka, hayalleri başka, mutlulukları ve üzüntüleri başkadır. Kimi siyaseti sever, kimi sporu, kimi okumayı ve kimi de asker olmayı sever…

Ama illa bir fıtrat barındırır yüreğinde.

Hayatın tam da burasında yenilmesi demek, içindeki bütün güzelliklerinin ölmesi demek. İçinde yaşadığı coğrafya, kendisine istediği şeyi vaktinde vermiyorsa eğer, solmaya ve verimsizleşmeye başlar.

Bir bitki düşünün ki, ikliminde yaşamıyordur, nasıl çiçek açmasını beklersiniz.

Tam da burada yenilmek, bir sabah kalktığında emeklerinin boşa olduğunu görmek bir ömür yenilmeye mahkum eder insanı…

Bir hayat kurmaya engel olur insana, istediği bir hayat… Duyguları karışan, hayalleri yıkılan insan, hüzün ve çaresizlikle bakar hayata.

Yüreğinin inanç direkleri kırılmaya başlar. Bu nedenden dolayı, belki de sistemin mecburi düzenine boyun eğer, çok emekle az bir karşılık almak zorunda kalarak, zorlu bir hayat yaşamaya mecbur kalır.

Ne mi olur peki bunun sonucunda;

Özgürce konuşamaz, savunamaz kendini dilediği gibi. Bağıra bağıra müzik dinleyemez ya da, aşkı dahi istediği gibi yaşayamaz. Aşk karın doyurmaz onun için çünkü…

Ve yenilmeye başlayan, kazanmayı çok düşünemez. Evvela yıkılmamak için ayakta durmalıdır çünkü. Sistemlere, mecburiyetlere boyun eğmeye mahkum olur.

Peki nedir çözüm derseniz;

Çalışmak, çalışmak, çalışmak… ama susmadan, yılmadan, bıkmadan, özgürlüğü kaptırmadan kimseye, boyun bükmeden, köle olmadan çalışmak… Ve insanca yaşamak…

Oysa dolu dolu yaşamak isterdim hayatı,
Güneşi doğmadan karşılamak isterdim,
Baharı her an yaşatmak isterdim, üretmek adına,
Geceyi yıldızlar ve umutlara boğmak isterdim,
Seni kendime yar seçmek,
Ayı örnek alıp, sadık kalabilmek,
Her an alın yazımda tenini hissetmek,
Masmavi bir kader yaşatmak isterdim.
Şimdi yıkık duvarlar altında gibiyim,
Üstüme geliyor sanki tüm imkansızlıklar,
Siper olmuşum sanki oklara,
Yıkılsam sen olmayacaksın,
Yıkılmasan ben,
Ne biz olabildik bu uğurda,
Ne aşk diye yar diye sen,
Bir kör vadide yol alıyorum sanki,
Ne sen beni bulabilirsin artık,
Ne kendimi arayan ben…

Bu İçeriği Paylaş
Bağlantılar:
Yazar & Şair
Yorum yap

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Exit mobile version