Yorgun kuşlar mevsimini bilir misiniz?
Aslında herkesin kapısına uğrar bu mevsim. Hepimiz yaşarız bu mevsimi; kimimiz farkında olur, kimimiz olmaz.
Bazen uçmaktan yorulan kuşlar vardır; gökyüzü ile olan aşinalıklarını unutan, bulutlara olan sevdası sekteye uğrayan ya da kanatlarında taşıdığı sevda yükünün karşılıksız olduğunu anlayan kuşlar…
Kalbi yorulan; güneşin, yağmurun, rüzgârın, karın kendileri için anlamını yitirdiği kuşlar hani…
İşte o kuşların yaşadığı bir mevsim vardır, o mevsime Yorgun Kuşlar Mevsimi denir. Bütün kuşlar bu mevsimi bilir ve yaşar.
Yorgun Kuşlar Mevsimi’ni yaşayan insanlar da vardır. Hayatını hızlı yaşamış ve çabuk yorulmuş insanlar bu mevsimin en çok müdavimleridir. Bazıları bilerek bu mevsime hapseder kendini. Bu mevsim, kendinden kaçanların, ruhundan firar edenlerin uğrak noktasıdır. Bazıları insanlardan kaçıp kendini bilerek yalnızlığa mahkûm eder; çünkü insanlarla yaşadıkları şeyler artık onları yormuştur. Kalplerinde hayal kırıklıkları, umut parçaları, cam kırıkları taşıyan, karşılıksız sevgilerin, vefasızlığın yorduğu insanlar…
Peki, ne olur sonra?
Yorgun Kuşlar Mevsimi, insanın kendi kendini muhasebeye çekmesi için bir fırsattır aslında. İnsan, kendi içinde mizanı kurar ve dengeleri görür. Terazi nerede ağır, nerede hafif, bunun değerlendirmesini yapar. İnsan en çok kendini tartar bu mevsimde.
Bazıları için üretme zamanıdır bu mevsim. Bir nevi kuluçka dönemi. Bu, en çok yazarların, şairlerin, düşünürlerin, fikir adamlarının işine yarar. Bu mevsimi iyi değerlendirenler, kendine ve insanlığa faydalı yeni şeyler üretir: kitaplar, sanat eserleri, şiirler, tablolar, düşünce yolları…
Sevgilinin saçına, gözlerine, gülüşüne en güzel şiirler bu mevsimde yazılır. Ressamlar en güzel resimlerini bu mevsimde yapar.
Bazıları için yeniden diriliştir Yorgun Kuşlar Mevsimi. Eskisinden daha canlı, daha sağlam… Kendini ve insanları daha iyi tanıyan, attığı adımları daha sağlam atabilen insanlar için dünyaya yeniden geliştir Yorgun Kuşlar Mevsimi.