Ne yazacağımı bilmiyorum… Bu ay baya serbest olsa olmaz mı ? Şart mı konumuzun olması? Bakalım kalemimizden neler dökülecek.
Şu an ney sesiyle bunları yazıyorum ve hissettiğim şey rahatlamak, gevşemek… Zor bir gün geçirdim. Oruçlu bir günde öğrenciler daha da çekilmez oluyorlar. Resmen bugün dişlerimi sıkmaktan dişlerim, çenem ağrıyor. Geleceğimiz nereye gidiyor. Öyle üzülüyorum ki hallerine. Gelecekten umutları yok. Haksız da değiller ama yine de bu kadar boşvermişlik zarardan başka ne getirir ki? Mücadele olmadan başarı görülmüş müdür? Ben istiyorum ki hırslı, azimli olsunlar. Ve bu azim onlara başarı getirecek. Başarı da onları daha da azimlendirecek. Ama bunu anlamıyorlar, görmüyorlar. Çünkü hala çocuklar, idrak edemiyorlar. İnşallah pişmanlık kapılarını çalmadan silkelenip kendilerine gelirler. Her hallerine, beni çıldırtmalarına rağmen hepsini seviyorum ve hayırlı, iyi yerlere gelmelerini istiyorum. Saygın, ahlaklı, efendi mühendisler, avukatlar, savcılar, psikologlar… olsunlar inşallah. Toplumumuza hayırlı, bilinçli vatandaşlar olsunlar inşallah.
Z kuşağına kimse güvenmiyor. Bazen ben de güvenimi kaybetsem de onlara güvendiğimi hissettirerek kendilerine güvenmelerini sağlamaya çalışıyorum. Çünkü biliyorum ki bir öğretmen her şeyi değiştirebilir. Zor olsa da o öğrencilere kimse güvenmese de ben güvenmek istiyorum. Ve bu güvene onların ihtiyacı var. Çünkü maneviyatın, manevi desteğin öyle bir gücü var ki o güç her şeyi, hiç olmayacak bir şeyi, adam olmaz denilen insanı çok şey de yapar, adam da yapar. Ama bazı öğrenciler de var ki aileleri onlara öyle büyük kötülük yapmış ki. Ya çok ilgisiz davranmışlar onu yok sayarak asi olmasını sağlamışlar ya her istediğini yapmış tabiri caizse ölçüyü kaçırmışlar, çocuğun hayat gayesini elinden almışlar. Bir de ailesinin ilgisizliğini gülerek, hiçbir sıkıntısı yokmuş gibi örten öğrenciler var. Her şey yolundaymış gibi davranarak psikolojik açıdan kendini öyle rahatlatıyor. Kısacası her yönden sinirime dokunuyorlar. Ve bu sinir o çocuklara değil aile ve topluma karşı gelişen bir sinir. Nereden bakarsan bak suç ilk önce ailede sonrada bizde yani toplumda. Yazık çocuklar… Toplum nereye gidiyor. Geleceğimiz bunlara mı emanet vb. sözleri etme hakkımız yok bence. Büyükler olarak bu çocukları bu hale getiren bizleriz. Ya onları çok küçük görerek sorumluluk vermiyoruz. Bir şeyler başarmasını sağlamıyoruz ya da onları çok büyük görerek potansiyelinin üstünde bir beceri bekliyoruz onlardan. Ama ölçüyü koruyabilsek amacımız onların başarı adı verdiğimiz balı tatmalarını sağlamak olsa her şey bizler ve onlar için çok kolay ve güzel olacaktır.
Gençler… Hepiniz bizim geleceğimizsiniz ve biz büyükler sizlere yol göstermek, sizlere rehberlik etmek için buradayız. Olur da önünüze size güvenmeyen, sizin potansiyelinizi küçük gören ve size üsten bakan birileri çıkarsa onun hallerine de sözlerine de itibar etmeyin. Çünkü içimizde karşıdakine iyi niyet besleyen olduğu kadar kötü niyet besleyenlerde var. Kendinizi hep sevin ve kendinize güvenin. Kendinize saygınızı da her daim koruyun. İnsanın kendine saygısı olursa karşıdakine de saygısı olur. Bunu unutmayın!
Sevgili Z kuşağı sevgim ve size olan güvenim sizlerin gönlünüze ulaşması dileğiyle…
Hoşça kalın…