Zaman, bilinmesine rağmen tanımlanmakta güçlük çekilen evrensel bir kavramdır.
İnsanoğluna bağlı olmayan ve her yönüyle bizleri sınırlandırmaktadır. Allah tarafından hepimize eşit şekilde verilen tek kaynaktır.
Zaman insanlara sunulmuş bir armağandır aslında. Doğru şekilde kullanmak kesinlikle insanın kendi elindedir. İyiye kötüye, doluya boşa gibi.
Zaman bizden çalan çok çetin bir hırsızdır. Bazı insanlar asla buna izin vermezken bazıları beyhude geçirmektedir.
İnsanoğlunun dünyaya gelmesi bile bildiğiniz üzere belli bir zamana tekabül eder. Şöyle ki; emeklemek, yürümek, koşmak, eğitim hayatı, iş hayatı, evlilik bunlar bütünüyle zamana bağlıdır.
Dünyadaki tüm canlılar kainatın işleyişi gece-gündüz, mevsimler, doğa olayları gibi bir çok işleyiş biçimi zamanladır bir düzenek gibi işler kusursuz.
Zamanın sizi kullanmasına izin vermek yerine, siz zamanı nasıl değerli şekilde kullanırım planları yapmalısınız. Planlı diyorum sevgili okurlar, planlı ve programlı yaşamak her daim sizin hayat kalitenizin ne kadar disiplinli olduğunu gösterir. Netice itibariyle planlı insanlar başarılı olurlar.
“Zamanın kıymetini bilmeyen zamanla kıymetsiz olur.”
Kayıp zaman asla geri gelmez. En büyük pişmanlıklar zamana dairdir.
Geçmiş yada geçmemiş bir şeyler eksiktir genelde. Bazen sevdiklerimize ayıramadığımız zaman, bazen de fazla ayırdığımız zaman ikisinde de yanılıp hataya düşebiliriz.
Zaman değil midir en güzel anıları içine hapseden? Belki çok ağır şartlarda çalışıyor yada çok mesai harcadığınız bir işiniz var yoruluyor, pes ediyorsunuz ama unuttuğunuz bir detay var, bize sunulan eşsiz zaman günler aylar, yıllar… Bize sunulan ve bize ait olan bir güzellik ve yetmediğinden şikayet eden bizler.
Güne erken başlamak zamanın en büyük rakibidir. Öyle ki, “Erken kalkan erken yol alır” sözünü hatırlatır. Yapmak zorunda olduğunuz bir işinizi erken bitirmek sizi zinde ve mutlu hissettirir.
Zamana zamansız biçilen değer her daim vasat sonuçlara sebebiyet verir. Aslında bir çok şeyi elinizden sinsice alır, ne acıdır ki farkına vardığınızda çok geç olabilir. Hepimiz neredeyse eski zamana aşığız.
Özlenen hatırlanınca iç çektiren eski günler. Sevdiklerimiz, hayallerimiz neler kaybettik kim bilir…
Kaybetmiş olduğumuz bir çok şeyin belki de pişmanlığını yaşarız. Bunun üzerine şu klasik sözü söylemeyen çok azdır: “Şimdiki aklım ve eski zamanım olsa.”
Evet, şimdiki aklımız hala var ve yol almaya devam edecek zamanımız da. Ve artık zamanı ne kadar kaliteli kullanabiliriz sorusunu sorabiliyoruz. Yine, yeniden planlar devreye girebilir demek ki.
Kendi adıma konuşmam gerekirse zaman bana çok kaybettirdi. Ertelediğim, sonra yaparım dediğim bir çok hayalimi öteledim. Ama asla pes etmedim, hep bir yerden başlamak için zamanı adeta kovaladım diyebilirim.
Ertelediğim her neyse şimdi daha fazla vakit ayırıp telafisini yapıyorum. Geç kaldım dediğiniz her ne varsa inanın, güneş doğduğu anda hala zamanınız var demektir.
Belki bazılarınız çocukluk, gençlik, hatta mutluluk gibi bir çok anınızı naftalin kokulu sandıklara kilitledi. Kendi elinizde veya değil neticede her biri zaman başlıklı.
“Zaman geçirmekle zamanın içinden geçmek aynı şey değildir.”
Sevdiklerinize vakit ayıramamak kendinize yaptığınız en büyük eksikliktir. Farkındaysanız artık bir telefon edecek kadar vakti yok insanoğlunun. Vakit yok, tadında geçen doluluk da yok. Dediğim gibi, hep eksik bir şeyler var. Bunun tek sebebi erteleme eylemleri.
Artık ziyaretler, sohbetler bile lüks gibi oldu, çünkü kimse buna vaktinin olduğunu düşünmüyor. Bir kitap, gazete, dergi vs. Okumaya vakti yok çoğu insanın, olmadığını düşüyor yada. Birbirimizden esirgediğimiz her zaman dilimi ziyan olmuş yarınlar ve anlardır bunu unutmayın.
Seyahat ettiğinizi düşünün, ulaşım aracı her neyse bir dakika bile geç kalmak kaçırmış olduğunuz saatlerce zaman neredeyse. İnsanoğlunun yaşam koşulları zamanın işleyişine göredir. İşyerine geç kaldınız, amirinize açıklama yapmak zorundasınız, okula geç kaldınız, belli bir prosedür gerektiriyor.
Peki soruyorum size; Kendinize geç kalmışlığın telafisini nasıl yerine getirebilirsiniz? İşte hayatta o kadar önemli bir yere sahip olan zaman uçup gidiyor ve fedakarlık yapmadığımız her neyse yok oluyor.
Öyle bir hale geldik artık, yalnız yaşıyoruz neredeyse ve bunun adına da vakit yoksunluğu diyoruz.
Sosyal medyada geçirilen zaman dilimi var bir de. Farkında mısınız insanlar artık fotoğraf paylaşmak için gittiği yerde oturup sohbet edemiyor. Ben, sosyal medya kullanılmaz demiyorum. Dozunda ve hobi olarak kullanmaktan yanayım sadece. Her şeyin vakti, saati olmalı.
Yemek yemek, uyumak, uyanmak hepsi kusursuz işlemeli. Hayat ne kadar yaşanması keyifli olursa o kadar dolu dolu anlarınız, beraberinde hatıralarınız olur.
“Aramayı değil, bulmayı hedef alın her daim.”
Hayat çok kısa, yaşamla ölüm arası insanoğlunun eserlerinden ibaret. Bunun İslami boyutunu da unutmayalım. Dünyada nerede, ne kadar zaman geçirdiğimiz, öldükten sonra bunun bir muhasebesi olduğunu hepimiz çok iyi biliyoruz.
Geriye bıraktığınız kimlik çok önemli. Geçirdiğimiz her zaman dilimi bunu ortaya koyar aslında. Birilerine örnek bir gelecek bırakın. Eser insanın kişiliğidir. Diğer yandan kendi mutluluğunuza yaptığınız bir yatırımdır.
“Geleceğin anahtarı zamandır.”
Ömrünüzün geri kalanı sizin ve nerede, nasıl kullanma tercihi de sizin. Geleceğin katili olmayın. Belki geçmişin katili olmuş olabilirsiniz, lakin geçmiş adı üstünde, önünüzde gelecek bir zaman var.
Nefes aldığınız sürece odanız karanlık olsa bile, perdeyi hafif aralayıp bakın, içeriye ışık saçılır küçük de olsa. Umutlar bâki, zaman köleniz, sizler hükümdar, yönetim sizde, her şeye yeniden ve yine diyoruz…
Rabbim her anınızı değerli eylesin, aldığınız hiçbir kararda pişmanlık vermesin. Yolunuz gül renginde, gül kokusunda olsun her daim.
Saygılarımla ve sevgilerimle.
Hoşça kalın.
Elinize emeğinize sağlık. Kaleminiz daim ve kavi olsun. Zamanı çok güzel bir şekile ele almışsınız.👍👍