Tekrar üzecekse unutmayacaksınız!
“Daha iyi hissedeceksin unutarak…” palavralarını geride bırak. Odandaki tavana saatlerce gözlerini diktin, kirpiklerine asılı kalsın diye gözyaşların. Uyumaya çalıştığında, bakmaya korktuğun aynana yansıyan şavklarla güneş doğmaya hazırlanıyordu artık. Şafak atıyordu ve sen uyuyabildin mi peki, baş ağrına eşlik eden yürek ağrınla? Uyudun diyelim… Peki kabuslarında defalarca kez aynı acıyı tekrar tekrar yaşamadın mı? Dur, tahmin edeyim, uyumamaktan daha beterdi senin için uyumak.
Öyleyse unutmayacaksın, yüzleşeceksin. Yüzleş ki acını hatırlasan bile üstesinden gelebilesin. Acı unutmaya çalışılarak değil, yüzleşilerek alt edilebilir.
Acı diyorum! Tüm insanlığın hayatında en az bir kere bile olsa yaşadığı, sebepleri farklılık gösteren yüreğinin damgası. Ölüm acısı, aşk acısı, aldatılma acısı, hayal kırıklıkların acısı, yitirilen umut acısı ve daha nice sebepleri farklılaşan, ancak bıraktığı hissi aynı olan, acı…
Acı ile yüzleş! Sen güzel birisin. Acın yüzünden küsme aynana ve kendine. Hadi yine bak hayranlıkla aynana. Aynada acını mı görmekten çekiniyorsun? Oysaki bu bir fırsat olmalı senin için, söylemek istediğin tüm kırık cümlelerini bu sefer söyleyeceksin. Kendini anlatmak istediğinde, seni dinlemediği tüm zamanların hıncını bu sefer çıkaracaksın. Sonra anlayacaksın, kimse anlamasa bile önemli olan senin kendinden hâlâ anlıyor olman.
Hadi söyle bir şey! Fark etmiyor ne söylediğin, önemli olan sana acı veren her ne ise yüzleşiyor olman. Acını unutmak zamanını alacak, unutma! Yüzleş ve acını yönet! Ah! Sonrası…
Sonra anlayacaksın! Unutmakla harcamayıp, yüzleştiğin tüm acılarından daha kıymetli bir zamanın olduğunu.
Acılarının yarısı senin, yarısı sebeplerinin ama hayatının tamamı senin ve tamamını zamanını iyi kullanarak sahiplen…