Zarafet ile Nezaket

Gülay Eker 77 Görüntüleme 2 Yorum
4 Dak. Okuma

Aynanın karşısında epeyce bir durduktan sonra, göz ucuyla kendine baktı. Başını öne eğdi. Eliyle saçlarına son şeklini verirken dudaklarında hafif bir gülümseme oluşmuştu.

Zarafet, üniversite son sınıf öğrencisiydi. Final sınavlarına evinin yakınındaki kütüphanede çalışıyordu. Sessizlik içinde odaklanmak, kendisi gibi arkadaşlarını da çalışıyor görmek ona iyi geliyordu.

Bir gün kütüphanenin kafesinde otururken bir genç ile tanıştı. Çok kibar biri idi. Onunla konuşurken kelimeleri seçmekte zorlanıyordu. Kendini bir balodaki kontes gibi hissediyordu. Şık ve zarif olan kendisiydi ama Nezaket onu tamamlıyordu.

Nezaket ile Zarafet sık sık görüşmeye başladılar.

Zarafet’in gerçek adı Zarafet olmadığı gibi, Nezaket’in de gerçek adı değildi. Ama çevredeki insanlar ve arkadaşları onlara bu şekilde hitap ediyorlardı. Neredeyse gerçek adlarını bilen kalmamış, ancak sınav kağıtlarında görür olmuşlardı.

Zarafet; zarif, narin görünüşlüydü. Zarif duruşu ve narin hareketleriyle hemen dikkatleri çekiyordu. Görünüşü ile hareketleri tam bir uyum içindeydi. Konuşması kısa ve net ama anlaşılırdı. Konuşmalarında hiçbir kaba cümleye, hatta kelimeye rastlanmazdı. İnsanlar onun yanında kendilerini değerli hissederlerdi. Kendine verdiği değer karşısındakine yansır, onlar da bunu hissederlerdi. Çevresine güven, şefkat ve güzellik verirdi. İnsanın kendini onun yanında olup da mutlu hissetmemesi imkansız gibiydi.

Nezaket, uzun boylu ve güçlü görünümlü bir gençti. Bunun yanında mütevazı bir yapıya sahipti. Nezaket karşısında en kaba insanlar bile kendilerine çeki düzen verirlerdi. Sokaktaki kediler bunu çok iyi bilir, ona naz yapmaktan geri kalmazlardı.

Zarafet ile Nezaket’in bir zaman sonra arkadaşlıkları sevgiye dönüştü. Üniversiteyi ikisi de başarıyla bitirdi. İkisi de çok güzel bir işe girdi. İşe başladıktan belli bir zaman sonra da evlendiler.

Evleri; zarif bir hanımefendinin zarafetiyle, nazik bir beyefendinin nazik hareketleri ile bir yuva olmuştu.

Günler, haftalar ve yıllar geçti.

Zarafet çok yoğun çalışıyordu. Üstüne bir de iki çocukları olmuştu. İş temposu, evin işleri ve çocukların bakımı derken, kendine bakamaz oldu. Aldığı kilolar, düzensiz uykular ve iş yeri stresi onu bambaşka biri yapmıştı. Aynada gördüğü kişi sanki kendi değildi. Görüntüsünün değişmesi ile hareketleri de değişmişti sanki. Eskiden hiç kullanmadığı kelimeler ağzından çıkar olmuştu. Kendisi de şaşırıyordu bu duruma.

Zamanla değişen sadece Zarafet değildi. Nezaket de değişmişti. Eşinin yaptığı yemekleri önceleri öve öve bitiremezdi. Şimdi ise “ellerine sağlık” demeyi bile çok görüyordu. Sanki tüm ev işlerini yapmak Zarafet’e aitmiş gibiydi. Kibar davranmak evin içine girince gereksizmiş gibi davranıyordu. Eşini görmezden geliyordu.

Halbuki insanın en çok da sevdiklerine karşı nazik ve kibar davranması gerekmez miydi?

Birbirlerine karşı sevgileri halen vardı. Bunun yanında, Zarafet’in bakımsızlığı ve Nezaket’in de kabalığı bir kısır döngü oluşturmuştu. Birisi kabalaştıkça diğeri de zarifliğini yitiriyordu. Kadın zarifliğini yitirdikçe erkek daha da nezaketsizleşiyordu.

Zarafet ve Nezaket’in hikayesinin devamı ne olur bilemem. Nezaket, eski günlerdeki gibi nazik ve kibar olmaya başlar mı? Zarafet de kadın güzelliğini ortaya çıkaran zarifliğini tekrar kazanır mı… Kim bilir?

Dünyada ve özellikle ülkemizde boşanma olaylarının çok arttığı ortada. Bunun bir sebebinin, hatta asıl sebebinin bu konu olduğunu düşünüyorum. O yüzden de bu konuyu kaleme alıp dikkat çekmek istedim.

Kadınlar zarafetleriyle, erkekler de nezaketleriyle evliliklerini yıllarca sürdürebilirler.

Aslında zarafet ve nezaket sahibi olmak, insanın kendini sevmesini sağlar. İnsan kendini sevdikçe başkalarını da sever. Başkaları onları sevdikçe de hayat daha yaşanılır hale gelir.

Yani, hayat daha da güzelleşir.

Bu İçeriği Paylaş
Yazan Gülay Eker
Bağlantılar:
Öğretmen / Yazar
2 Yorum
  • Güzel, hoş bir yazı olmuş hocam, kaleminize sağlık. İhtiyacımız olan ama hayat gailesi içinde unuttuğumuz güzellikleri kendiniz gibi zarif ve nazif bir biçimde ifade etmişsiniz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Exit mobile version